Türkiye Barolar Birliği Dergisi 142.Sayı
49 TBB Dergisi 2019 (142) Cengiz Ozan ÖRS içeren bilginin savunmadan gizlenmesi noktasında olmasıdır. Böylece, talep kabul edilirse devlet sırrı içeren bilgiye mahkeme ulaşabilecek; fakat savunma ulaşamayacaktır. Bu durum, CMKm. 125 düzenlemesi- ne benzer bir şekilde savunmaya kapalı bir yargılama doğurmaktadır. Böylece, adil yargılanma hakkına uygun bulmadığımız İngiliz uygula- masını, en iyi çözüm olarak görmemekteyiz. Bizim önerimiz, Alman ve İngiliz uygulamalarından türetilen üçüncü bir yöntem olarak şöyledir: İlgili kurum veya memur, devlet sırrı içeren bilgi veya belgenin açıklanmasının ulusal güvenlik aley- hine sonuçlar doğuracağını gerekçeli olarak mahkemeye sunarsa, mahkeme ilgili kurum veya memurun, iddia makamının, katılanın ve savunmanın hazır bulunarak söz hakkına sahip olacakları özel bir celsede devlet sırrına ulaşılıp ulaşılmayacağını karara bağlayacaktır. Mahkeme ilgili kurum veya memurun gerekçelerini, özel celsede su- nulan beyanları değerlendirecek ve devlet sırrına ulaşılmasına ya da ulaşılmamasına karar verecektir. Bununla beraber, mahkemenin bu ara kararına karşı itiraz yolu da açık olmalıdır. Bu konudaki önerimiz de itirazın Anayasa Mahkemesi’ne yapılması ve Yüksek Mahkeme’nin öngörülen sürede kesin olarak karar vermesidir. Mahkeme, ilgili kurum veya memurun talebini kabul ederse, dev- let sırrına ulaşmayacaktır. Böylece, devlet sırrı oluşturan söz konusu bilgi veya belgenin ceza yargılamasında delil olarak kullanılamaması pahasına da olsa, bu bilgi veya belgenin savunmadan gizlendiği bir yargılamadan kaçınılması sağlanacaktır. Mahkeme, talebi kabul et- mezse, devlet sırrına ulaşacak; savunma, devlet sırrını incelemek sure- tiyle savunma hakkını daha iyi bir şekilde kullanabilecektir. Anlaşılacağı üzere önerimizin dayanak noktası, eğer devlet sırrı içeren bilgi veya belge savunmadan gizlenecekse, o bilgi veya belgenin ceza yargılamasında da kullanılmaması üzerine kuruludur. Önerimiz maddi gerçeğin araştırılması ilkesine uyumsuz gözükse de, bilindiği üzere ceza yargılamasında maddi gerçeğin ne pahasına olursa olsun ortaya çıkarılması benimsenen bir yaklaşım değildir. Maddi gerçek ortaya çıkarılırken hukuk devleti ilkesinin her aşamada gözetilmesi gerekir. Bu nedenle, devlet sırrı içeren bilgi veya belgenin gizlenme- si ulusal güvenlik bakımından bir zorunluluk ise, bu bilgi veya belge mahkemece savunmanın yokluğunda incelenmemeli; ceza yargılama- sında delil olarak kullanılmamalıdır.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1