Türkiye Barolar Birliği Dergisi 142.Sayı
51 TBB Dergisi 2019 (142) Cengiz Ozan ÖRS DSKT m. 8/1 düzenlemesi mülga CMUK m. 88 düzenlemesini andırmaktadır. Mülga CMUK m. 88›e göre, belgenin açıklanmasının ulusal güvenliğe zarar verebileceği kurumun en büyük amiri tarafın- dan beyan edilirse o belgenin gösterilmesi ve teslimi istenemiyordu. Amirin beyanı yeterli görülmediği takdirde kurumun bağlı olduğu bakanlığa başvurulabiliyordu. DSKT m. 8/1 düzenlemesinde ise, be- yan yerine gerekçe belirtilmesi aranmaktadır. Ancak, belgenin verilip verilmeyeceği Kurul’un takdirinde olduğundan, ilgili mahkemenin bu konuda bir karar verme yetkisi olmaması nedeniyle bu düzenlemenin mülga CMUK m. 88 düzenlemesine benzer olduğu söylenmelidir. DKST m. 8/2’de ise devlet sırrı niteliği taşımamakla birlikte diğer gizli bilgi ve belgeler kavramına yer verilmiştir. Bu bilgi ve belgelerin mahkemelere verilmesi noktasında ise Alman uygulamasına benzer bir yöntemin öngörüldüğü görülmektedir. Mahkeme bilgi veya belge- nin verilmemesine ilişkin gerekçeyi yeterli bulmazsa bu bilgi ve belge- ler mahkeme ile paylaşılacaktır. DSKT m. 8/4’de ise, “ ceza kovuşturmasında devlet sırrı veya devlet sırrı niteliği taşımamakla birlikte gizli bilgi ve belgelerin taraflara incelettiril- mesinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 125. maddesindeki usul uygulanır ” denilmiştir. CMK m. 125’de, içeriği devlet sırrı niteliğindeki belgelerin mahkemece incelenmesini düzenlendiği göz önüne alındı- ğında, DSKT’nin 8. maddesinin birinci ve dördüncü fıkralarının CMK m. 125 ile açıkça çeliştiği görülmektedir. Buna karşılık, oldukça tuhaf olarak DSKT m. 8/5’de, 5271 sayılı CMK hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiştir. Tasarıda, CMK m. 125 ile çelişen DKST’nin birinci ve dördüncü fıkralarının mı yoksa CMK m. 125’in mi uygulanılmasının istendiği anlaşılamamaktadır. Tasarı yasalaşacaksa öncelikle bu belir- sizlik giderilmelidir. CMK’nın 47. ve 125. maddelerinde yer alan düzenlemeler maddi gerçeğe ulaşmayı sağlamakla birlikte devlet sırlarının da korunmasını amaçlamaktadır. Ancak daha önce belirttiğimiz üzere, CMK’nın anılan düzenlemeleri savunmaya kapalı bir yargılama öngörmesi nedeniyle savunma ve adil yargılanma haklarıyla bağdaşmamaktadır. DKST’nin 8. maddesinde ise mülga CMUK m. 88’e benzer bir sistem öngörülerek devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgelerin mahkemeye verilip veril- memesi idarenin takdirine bırakılmıştır. Oysa yukarıda İngiliz ve Al-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1