Türkiye Barolar Birliği Dergisi 142.Sayı
54 Ceza Yargılamasında Devlet Sırrı Üzerine Bir Değerlendirme Bu kez de önerimizi göz önüne almadan, soruşturma evresinde devlet sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin delil olarak toplandığını ve iddia makamının iddianameyi bu delilleri de değerlendirmek sure- tiyle düzenlediğini düşünelim. İddia makamı kovuşturma evresinde bu delilleri mahkemeye sunacak fakat bu deliller CMK’nın 47. ve 125. maddelerindeki düzenlemeler uyarınca savunmayla yalnızca suçla il- gili kısımlar ile sınırlı olarak paylaşılacaktır. İddia makamının soruş- turma evresinde devlet sırrına tam vakıf olarak düzenlediği iddiana- me sonucu açılan ceza davasında bu bilgi veya belgelerin savunmayla suçla ilgili kısımlarla sınırlı olarak paylaşılması düşünülemez. Böyle bir ceza yargılaması sürecinin adil yargılanma ilkesine aykırı olacağını düşünüyoruz. 130 Yargılama sürecinin adil olması için ise, iddia maka- mının soruşturma evresinde, yargılama makamının ise kovuşturma evresinde vakıf olduğu devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgelerin sınırsız olarak savunmayla paylaşılması gerekecektir. Bu ise, ulusal güvenlik bakımından gizliliğinin korunması gereken devlet sırrı nite- liğindeki bilgi veya belgelerin korunması kurumuna ceza yargılama- sı içerisinde yer bırakmayacaktır. Bu nedenle, kovuşturma evresi için getirdiğimiz önerinin ceza yargılaması sistematiği içerisinde tutarsız bir sonuç yaratmaması için, soruşturma evresinde devlet sırrı ile bilgi veya belgelere ulaşılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle, so- ruşturma evresinde devlet sırrı içeren bilgi veya belgelerle ilgili usuli işlem yapılmasına olanak tanımayan CMK’nın 47. ve 125. madde dü- zenlemeleri bu açıdan korunmalıdır. Hatırlanacağı üzere, CMK m. 125 düzenlemesinin olanak tanı- mamasına rağmen, Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yönelik suikast iddialarıyla başlatılan soruşturmada Genelkurmay Başkanlığı Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’nın kozmik odalarında aramalar yükümlülükler bakımından tam bir eşitliğin gözetilmesi; bu dengenin yargılama boyunca korunması; başka bir deyişle mücadelenin eşit silahlarla yapılmasıdır (AİHM, Delcourt/Belçika 17.1.1970, A 11 § 28; AİHM, Monnel ve Morris/İngilte- re, 2.3.1987, A 115, § 62 ve son). Bkz. Gözübüyük/Gölcüklü, s. 291. 130 “Ceza davasında sanık ile savcı eşit durumda olacaktır. Savcılıkça mahkemeye sunulan tüm belgeler, karşı görüşünü bildirebilmesi için sanığa verilecek ya da tebliğ edilecektir.” AİHM, Brandstötter/Avusturya, 28.1.1991, A 211; AİHM, Bu- lut/Avusturya, 22.2.1996; Nideröst-Huber/İsviçre, 18.2.1997; AİHM, Kuopila/ Finlandiya, 27.4.2000. Bkz. Gözübüyük/Gölcüklü, s. 292.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1