Türkiye Barolar Birliği Dergisi 143.Sayı
123 TBB Dergisi 2019 (143) Haluk TOROSLU kuka aykırılıklara ilişkin olarak verdiği kararlarla, hem somut olay- da hukuka ve hakkaniyete uygun karar verilmesini hem de hukukun mahkemelerce yeknesak biçimde uygulanmasını sağlamış olacaktır. 17 Bu bağlamda Yargıtay, bir hukuki derece mahkemesidir ve dava konusu olayı sil baştan yeniden yargılayıp delilleri değerlendirmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi ceza dairelerinin, delillerin tespiti, değerlendirilmesi ve sübut konusundaki yanılgıları üzerinde durmaz, sübut konusunda vicdani kanaat ortaya koymaz. Yargıtay’ın fiilin varlığı, yokluğu ya da örneğin tanığın inandırıcı olup olmamasıyla ilgili değerlendirme yapması mümkün değildir; zira bunu tespit ede- cek araçlardan yoksundur. Bu itibarla hukuki incelemesine, önündeki hüküm bakımından ispatı gereken hususların sübuta erdiği varsayı- mından hareketle başlar. Nitekim temyiz aşamasında yeni delil ortaya konulması da mümkün değildir. 18 Bu doğrultuda doktrinde, maddi vakıaların bizzat kendisinde bir yanlışlık olması halinde, bu olguların incelenmesinin temyiz yolunun dışında olduğu ve dolayısıyla temyizle bağdaştırılamayacağı ve fakat şartları varsa bu durumun sadece bir yargılamanın yenilenmesi sebebi olabileceği savunulmaktadır. 19 Bununla birlikte sübuta ilişkin hukuka aykırılığın giderilebilmesi açısından bir hukuki çare olarak Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunulması yolu da önerilmiştir. Her ne kadar Anayasa Mahkemesi’nin, Anayasa’nın 148/4. maddesi uyarınca bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hu- 17 Toroslu/Feyzioğlu, s. 409; Yenisey/Nuhoğlu, s. 930; Ünver/Hakeri, s. 771; Er- dem/Şentürk, s. 177 vd.; Güngör, s. 130; Söz konusu davaya uygulanacak hukuk kurallarının yanlış uygulanması da bir hukuka aykırılık nedenidir. Burada mah- keme o kuralı yorumlarken yanılmıştır ve bu yanılması sonucu aslında vermeme- si gereken bir karar vermiştir. Yani yanlış sonuca varmıştır. Örneğin mahkeme dolandırıcılık suçunda hileli davranışlarla ifadesine yanlış bir anlam vererek yan- lış bir sonuca ulaştığında yine hukuka aykırılık söz konusu olacaktır. Bkz. Özbek ve diğerleri: s. 747; Sami Selçuk, “Temyiz Denetiminin Sınırları ve Bu Sınırlara Uymamanın Kaçınılmaz Sancılı Sonuçları/Açmazları/Tehlikeleri”, M.Ü. Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi , y. 2013, c. 19, sy. 2, Prof. Dr. Nur Centel’e Armağan, s. 336. 18 Toroslu/Feyzioğlu, s. 409; Yenisey/Nuhoğlu, s. 931; Ünver/Hakeri, s. 773; Özbek ve diğerleri, s. 747; Olguların birbirine hiçbir zaman benzemediği, her birinin fark- lı koşullarda ortaya çıktığı ve dolayısıyla bunlara ilişkin içtihat oluşturulamaya- cağı hakkında bkz. Selçuk, s. 327; Özen, s. 2349; Serap Keskin, Ceza Muhakemesi Hukukunda Temyiz Nedeni Olarak Hukuka Aykırılık, Alfa Yayınları, İstanbul 1997, s. 61 vd. 19 Özbek ve diğerleri, s. 750.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1