Türkiye Barolar Birliği Dergisi 143.Sayı

139 TBB Dergisi 2019 (143) Haluk TOROSLU olarak verdiği kararlara karşı yalnızca temyiz kanun yoluna başvu- rulabilmesi şeklindeki durumu iki açıdan ele almak gerekir. Önce- likle, belirli sıfata sahip kişilerin görev suçları dolayısıyla ilk derece mahkemelerinde değil de, Yargıtay ceza dairesinde yargılanmaların- da yukarıda kişi yönünden yetkiyle ilgili olarak yapılan açıklamalar doğrultusunda eşitlik ilkesine aykırı bir durum olmadığı söylenebilir; zira bu farklı uygulama yargı bağımsızlığını pekiştirmek gibi meşru bir amaçla yapılmaktadır. Eşitlik ilkesi açısından sorunlu olan nokta, ilk derece mahkemele- rinden verilen son kararlara karşı gidilen istinaf kanun yolunda hem hukuki hem de maddi soruna ilişkin değerlendirme yapılması müm- kün olup, kanun yoluna başvuran bir kimsenin hükmün yeniden de- ğerlendirilmesi için bir sebep ortaya koyması şart değilken, Yargıtay dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla verilen kararlara karşı sübuta ilişkin inceleme yapılmasına imkân veren bir kanun yolu bulunmadı- ğı gibi, bir sebep ortaya konulmaksızın yapılan temyiz başvurusunun reddolunması, sebep gösterildiği takdirde ise hukuka kesin aykırılık halleri hariç olmak üzere sebeple sınırlı bir inceleme yapılabilmesidir. Bu şekilde ortaya çıkan ayrıksı uygulamanın haklı bir nedene da- yandığını kabul etmek güçtür. Zira her ne kadar belirli kişilerin ilk de- rece mahkemelerine nazaran daha yüksek ve teminatlı bir mahkeme- de yargılandıkları savunulabilirse de, Yargıtay ceza dairesinin de adli hata yapması, sübut ya da hukuki değerlendirme konusunda yanılma- sı her zaman mümkündür; bu sebepledir ki kanun koyucu daire karar- larına karşı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na başvuru yapılabileceğini ve Bölge Adliye Mahkemelerince ceza dairesinin kararlarına direnil- mesi halinde temyiz incelemesinin genel kurul tarafından yapılacağını hüküm altına almıştır. Kaldı ki, kanun yolu hakkının kısıtlanmasıyla kişi yönünden yetki kurallarının getiriliş amacı arasında bir bağ kur- mak da mümkün değildir. Belirtmek gerekir ki Mülga CMUK döneminde istinaf yolu öngö- rülmemiş olduğundan, tüm ilk derece mahkemesi kararlarına karşı gi- dilecek tek kanun yolu temyizdi ve bu kanun yolunun kapsamı herkes açısından aynıydı. Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlamasıyla 5271 sayılı CMK’nın temyize ilişkin hükümleri de uygulanabilir hâle gelince, denetimi başvuruda gösterilen sebeplerle ve hükmün hukuki

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1