Türkiye Barolar Birliği Dergisi 143.Sayı
336 Yabancı Mahkeme Kararlarının Tenfizinin Mütekabiliyet Şartına Bağlanması ile ... bir şekilde sahip olduğu AİHS m.6(1)’deki hakları arasında bir denge kurarak yargılamayı yürütmesi ve karara bağlaması gerekmektedir. Diğer taraftan, yabancı mahkeme kararın tanınması veya tenfi- zi davaları, normal bir özel hukuk davasından farklı olarak, yabancı mahkeme kararıyla tevsik edilen ve yabancı ülke hukukunca kabul edilen özel hukuka ilişkin bir hakkın Türk hukukunca da kabul edil- mesi (tanıma) veya –gerektiğinde yerine getirilmesi (tenfiz) amacıyla açılmaktadır. Bu nedenle, tanıma-tenfiz talebinin kabul veya reddedil- mesi, yabancı kararla tevsik edilen özel hukuka ilişkin hakkın niteliği- ne bağlı olarak -sırasıyla- davalının veya davacının AİHS’nin koruması altına giren ilgili temel hakkına müdahale edilmesi anlamına gelecek- tir. Örneğin, yabancı bir alacak veya tazminat kararının tenfizi talebi- nin reddedilmesi, davacının AİHS ek 1 no’lu protokol m.1’de (P-1 m.1) güvence altına alınan mülkiyet hakkından Türkiye’de istifade edeme- mesine yol açabilecektir. Yabancı velayet kararının tenfizine hükme- dilmesi, davalı ebeveynin çocuğuyla birlikte bir aile ilişkisi içerisinde yaşamasını engellemesi itibariyle AİHS m.8’de korunan aile hayatına saygı hakkına müdahale etmektedir 10 . Şüphesiz, yukarıdaki haklara yönelik böyle bir müdahalenin meşru olup olmadığı, yani AİHM nez- dinde ihlal olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceği, tanımaya-tenfize ilişkin kararın –ihlal edildiği iddia olunan- ilgili maddelerde yer alan sınırlama koşullarına uygun (meşru amaca sahip, kanuni ve ölçülü) olup olmadığına bağlı olarak değişebilecektir. Bu bakımdan, kural olarak Türk mahkemelerinin, hangi amaçlarla ve ne şekilde düzenlenirse düzenlensin, tanıma-tenfiz şartlarının her birinin karşılanıp karşılanmadığını (ve hangi gerekçeyle karşılan(ma) 10 Çocuk ile anne-baba arasındaki aile hayatından kaynaklanan hakların başında gelen velayet hakkı ve velayeti kendisine verilmeyen ebeveynin çocuğuyla kişi- sel ilişki kurma ve onunla görüşme hakkı AİHS m.8’in koruması altındadır. Bkz. Gülay Arslan Öncü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde Özel Yaşamın Korun- ması Hakkı, Beta, İstanbul 2011, s.272-273. Dolayısıyla, devletin AİHS m.8’den kaynaklanan bu tür hakları yerine getirmekten kaçınması, sadece ebeveynlerin değil çocuğun da AİHS m.8’de güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkına müdahale ve ihlal teşkil edebilecektir. Velayet veya kişisel ilişki kurma haklarını tevsik eden yabancı bir mahkeme kararının tanınması veya tenfizi davasını AİHS m.8(2)’de yer alan koşullara aykırı bir şekilde karara bağlaması AİHS m.8’e aykırı bir sonuca yol açabilir. Zira AİHM’nin aşağıda inceleyeceğimiz içtihatları, AİHS m.8’in bireylere sağlamış olduğu korumanın bu tür davalarda da varlığını muha- faza ettiğini ortaya koymaktadır.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1