Türkiye Barolar Birliği Dergisi 143.Sayı
337 TBB Dergisi 2019 (143) İlyas ARSLAN dığını) gerek davacının gerekse davalının AİHS’de güvence altına alınan haklarıyla bağdaşır bir şekilde tespit etmesi, dolayısıyla tanı- ma-tenfiz talebinin kabul veya reddetmesi gerekmektedir. Başka bir deyişle, devletin AİHS’den kaynaklanan yükümlülükleri, söz konusu tanıma-tenfiz şartlarının somut bir davada mevcut olup olmadığını, dolayısıyla kararın tanımaya-tenfize ehil olup olmadığını denetlerken hem davalının hem davacının korunması gereken haklarını gözetme- yi gerektirmektedir. Bu da, doğal olarak tanıma-tenfiz yargılamasının taraflarının birbiriyle çatışan Sözleşmesel hakları, dolayısıyla devletin birbiriyle çatışan yükümlülükleri arasında, davanın özelliklerini de dikkate alarak ve söz konusu şartları bu kapsamda değerlendirerek bir denge kurmayı gerektirmektedir. 11 Bu noktada, AİHM’nin yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin kimi içtihatları, doğal olarak Türk mahkemelerinin nasıl hareket etmesi gerektiği konusunda yol gösterici olacaktır. Söz konusu içtihatlar, karşılanıp karşılanmadığı tartışma konusu olan bir tanıma-tenfiz şartının anlamı, içeriği ve kapsamının AİHS’de yer alan temel hak ve özgürlüklerle bağdaşacak bir şekilde yorumlanması veya değerlendirilmesi gerektiğini, böyle bir yaklaşım tarzıyla mahkemele- rin birbiriyle çatışan hakları arasında nasıl bir denge gözetebileceğini dolaylı olarak ortaya koymaktadır. 12 Bununla beraber, yabancı mahke- me kararlarının tenfizi için aranan mütekabiliyet şartı, o kadar net ve objektif bir tenfiz engelidir ki Türk mahkemelerine tarafların AİHS’nin koruması altında olan birbiriyle çatışan hakları arasında bir denge ku- rabilmelerine objektif olarak imkân tanımamaktadır. Zira Türk mahke- melerinin bir kere mütekabiliyetin karşılanmadığını tespit ettiklerinde artık yabancı kararın tenfizi talebini reddetmeleri gerekmektedir. Do- layısıyla, diğer tenfiz şartlarının varlığına rağmen, salt tenfize konu ka- rarın verildiği devlet ile Türkiye arasında MÖHUK m.54(a) anlamında bir mütekabiliyetin yokluğu nedeniyle davacının yabancı kararla tev- sik edilen özel hukuka ilişkin bir haktan Türkiye’de yararlanması en- 11 Arslan, s.644 vd. 12 Örneğin bkz. Hussin v. Belçika, no.70807/01, 6 Mayıs 2005; Vrbica v. Hırvatistan, no.32540/05, 1 Nisan 2010; Öztürk v. Türkiye, no.39523/03, 13 Ekim 2009; Negre- pontis-Giannisis v. Yunanistan, no.56759/08, 3 Mayıs 2011. Gerek bu dipnotta ge- rekse çalışmanın bundan sonraki kısmında yer alan AİHM içtihatlarına https:// hudoc.echr.coe.int adlı internet sitesi üzerinden ulaşılmıştır.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1