Türkiye Barolar Birliği Dergisi 143.Sayı

379 TBB Dergisi 2019 (143) İlyas ARSLAN da da kullanarak, davacının tenfiz devletinde başvurabileceği yetkili bir mahkemenin varlığı halinde AİHS m.6(1)’in ihlal edilmediğine ka- naat getirebilir. Bu iki kriterin yanı sıra, AİHM’nin daha önce başka bir tenfiz şartı için benimsemiş olduğu, “bir kimsenin ortaya çıkmasında kendi katkısının olduğu bir durumdan şikâyetçi olamayacağı” içtihadına da istinat etmesi de kuvvetle muhtemeldir. Özellikle tenfize konu kara- rın ticari ve ekonomik sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların sonucunda verildiği hallerde, tarafların mahkemece verilecek kararın ileride mütekabiliyet şartının arandığı bir ülke mahkemesinde ten- fiz ettirme zaruretinin olup olmadığını önceden görebilecek ve buna göre hareket edebilecek bilince ve basirete sahip olduğu söylenebilir. AİHM’nin mütekabiliyet şartının mütekabiliyet şartının varlığının/ yokluğunun doğru ve gerekli özeni göstererek araştırılıp tespit edildi- ği hallerde, AİHS m.6(1)’in ihlal edilmediği kanaatine varması halin- de, ilgili tarafın –yabancı kararla tevsik edilen hakkın niteliğine bağlı olarak P-1 m.1’in ve/veya AİHS m.8’in ihlal edilmediğine de kanaat getirmesi kuvvetme muhtemeldir. Zira diğer tenfiz şartlarına ilişkin kimi içtihatlarında, AİHM’nin AİHS m.6(1) açısından varmış olduğu sonuçtan hareketle ve aynı gerekçeyle şikâyete konu olan diğer hak- ların ihlal edildiği veya edilmediği sonucuna vardığı görülmektedir. AİHM nezdinde asıl problem teşkil edecek husus, mütekabiliyet şartının eksik ve hatalı bir şekilde ve gerekli özeni göstermeksizin araştırıp tespit etmeleri halinde ortaya çıkabilecektir. Yine, mütekabi- liyet şartının karşılanıp karşılanmadığının hiç araştırılmaksızın tenfiz talebinin kabulüne veya reddine karar verilmesi de aynı sonuca yol açabilir. Zira AİHS’ne taraf devlet mahkemeleri olarak, Türk mahke- meleri yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi davalarını tarafların AİHS’de yer alan haklarıyla bağdaşır bir şekilde görüp ka- rara bağlama, bu kapsamda Türk hukukunda yer alan tanıma-tenfi- ze ilişkin şartların karşılanıp karşılanmadığını söz konusu haklarla bağdaşır bir şekilde araştırıp tespit etme yükümlülüğü altındadır. Dolayısıyla, MÖHUK m.54(a) uyarınca tenfize konu kararın verildiği devlet ile Türkiye arasında mütekabiliyetin var olup olmadığını resen araştırmak durumunda olan Türk mahkemelerinin, söz konusu şar- tın gerçekleşip gerçekleşmediğini gerekli özeni göstererek titiz bir şe- kilde araştırmaları gerekmektedir. Nitekim AİHM’nin kimi kararları, bu konuda yeterli ve doğru bilgi sahibi olunmaksızın mütekabiliyetin

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1