Türkiye Barolar Birliği Dergisi 143.Sayı
389 TBB Dergisi 2019 (143) Muhammet KOÇAKGÖL sız, özerk, yetişkin kişi tasarımını esas alması ve bu temel üzerinde meydana gelebilecek yapısal adaletsizliklere ve sosyal dışlanmalara karşı yetersiz kalması gösterilmektedir. Oysa bu anlayıştan farklı ola- rak kırılgan özne yaklaşımı dezavantajla ilgili olarak sadece bireylere sorumluluk yüklemek yerine sosyal politikaların temeline kırılgan öz- neyi konumlandırmaktadır. Böylece dezavantajlılığın giderilmesi ko- nusunda sorumluluğu bireylere değil devlete yüklemektedir. Bu da liberal öznenin yapamadığını yapmak olarak değerlendirilmektedir. 5 İnsanın kendisinde var olan bir özellik olarak kırılganlık, kırılgan- lığın sanıldığından daha yaygın olmasından ziyade herkesin kırılgan olduğu iddiasındadır. 6 Ancak bu durum herkes kırılgansa kişilere veya durumlara yönelik doğru tepkilerde nasıl bulunulacağı sorusu- nu doğurmaktadır. Buna cevap olarak ise hepimizin paylaştığı kırıl- ganlıklar olmakla birlikte özel durumlarda özellikle kırılgan, eksta- kırılgan kişilerin olabileceği veya kendi kırılganlıklarımızın özellikle belirginleşebileceği şeklinde cevap verilmektedir. 7 Böylece kırılganlığı geniş şekilde ele alan görüşün kırılganlıklar arası bir derecelendirme yaptığı görülmektedir. Kırılganlığı geniş şekilde ele almanın neden gerekli olduğuyla il- gili kırılganlık için yapılan tanımlara ve kimlerin kırılgan olduğuna dair yapılan listelere bakılabileceği belirtilmektedir. Buralara bakıl- dığında dahi kırılgan olmayan çok az insanın olduğu görülmektedir. Örneğin etnik azınlıklar, ağır hastalar, ekonomik olarak dezavantajlı olanlar, mahpuslar, gebe kadınlar ve fetüsler, tam ehliyetli olmayan- lar, çocuklar, yaşlı kişiler, evsizler, politik olarak güçsüz kimseler, iyileşmesi mümkün olmayan hastalar ve bunun gibi birçok gruptaki insanlar kırılgan olarak değerlendirilmektedir. Böyle bir listenin dı- şında nerdeyse hiç kimse kalmayacağı içinse herkesin kırılgan olduğu iddia edilebilmektedir. 8 Bu listelerin dışında kalan kişilerin kırılgan- lıklarının ise çeşitli imkânlar nedeniyle örtüldüğü savunulabilmek- tedir. Örneğin birçok insana hayatlarını ve işlerini sürdürülmesi için toplum tarafından asansörler, alışveriş merkezleri, uzatılmış banka çalışma saatleri, sağlık merkezleri, ofislere kadar sunulan yemek ser- 5 Mackenzie/Rogers/Dodds, 2014, s. 4-6. 6 Herring, 2016, s. 7 ve 10. 7 Herring, 2016, s. 17-18. 8 Herring, 2016, s. 8-9.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1