Türkiye Barolar Birliği Dergisi 143.Sayı
390 CEDAW’ın “Yaşlı Kadınların Kendilerinin ve İnsan Haklarının Korunmasına İlişkin ... visleri, çocuklar için gündüz bakım evleri, ev temizlik hizmeti, vb. gibi birçok olanak sunulmaktadır. Ancak kişiler bunun farkında ol- madığı için bu imkânların kırılganlıkları gizleyecek yapıda olduğu söylenmektedir. 9 Kırılganlığın kelime kökeninin de herkesin kırılgan olabileceğini destekler nitelikte olduğu belirtilmektedir. Kırılganlık (vulnerability), “yara (wound)” anlamına gelen Latince “vulnus” kökünden gelmekte ve insan bedeninin acı çekme kapasitesi olarak tanımlanmaktadır. Bu şekliyle de Fineman tarafından insanın ontolojik bir durumu olarak de- ğerlendirilmektedir. 10 Yeni Oxford İngilizce Sözlüğü’ nde de bu tanım- la paralel biçimde kırılgan olmak “duygusal veya fiziksel biçimde zarara uğratılma veya saldırıya kalma ihtimali” olarak tanımlanmıştır. 11 Herke- sin bir saldırıya veya zarara uğratılma ihtimali göz önüne alındığın- da ve daha önce belirtilen tüm bu gruplar göz önünde bulundurul- duğunda bu grupların hiçbirine dâhil olmayan çok az insanın olacağı belirtilmektedir. Dolayısıyla kırılganlığın sanıldığından daha yaygın olmasından ziyade, hepimizin kırılgan olduğu iddiasında bulunul- maktadır. Buna bir başka kanıt olarak da fiziksel ve psikolojik iyilik halimiz için başkalarına bağımlı olduğumuz gösterilmektedir. 12 Ancak bu görüş bakımından kırılganlığın olumsuz bir durum olarak kabul edilmediği belirtilmelidir. Çünkü insanın bedensel/cismani bir yapıya sahip olduğu ve bunun doğal olarak kırılganlığı doğurduğu düşünce- sine başvurulmaktadır. Başkalarıyla işbirliği yapılmadan yaşamanın mümkün olmaması, duygusal destekten ulaşıma, elektrikten gıdaya kadar birçok konuda insanların birbirine bir şeyler sunması ve çok az insanın tamamıyla başkalarından bağımsız hayat sürebileceği şeklin- deki örneklerin de bu düşünceyi desteklediği savunulmaktadır. 13 Bu görüşün karşısında ise kırılgan grupların spesifik olarak bağlama göre tanımlanması gerektiğini savunan ve geniş bir tanımlamanın eleştiril- diği, kırılganlığın dar anlamda ele alındığı görüş bulunmaktadır. 9 Herring, 2016, s. 10. 10 Mackenzie/Rogers/Dodds, 2014, s. 4; Wendy Rogers/Catriona Mackenzie/Su- san Dodds, “Why Bioethics Needs a Concept of Vulnerability”, International Jour- nal of Feminist Approaches to Bioethics içinde, S. 5-2, 2012, s. 19. 11 Herring, 2016, s. 6. 12 Herring, 2016, s. 7-9. 13 Herring, 2016, s. 11.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1