Türkiye Barolar Birliği Dergisi 143.Sayı
411 TBB Dergisi 2019 (143) A. Füsun ARSAVA Ceza Usul Kanunu’nun §359 Nr.6’sı önceki düzenlemelerden farklı olarak pür hukuki hatalarda yargılamanın iadesini kabul et- mektedir. Ceza Usul Kanunu’nun §359 Nr.6’sı 1998’de yeniden dü- zenlenmiştir (BGBl. 1998 I, s.1802). Söz konusu hüküm mahkûm olan lehine AİHM’nin AİHK’nın ihlâlini tespit ettiği durumlarda mahke- me kararının bu ihlâle istinat ettiği durumlarda yargılamanın iadesini kabul etmektedir. Hükmün kapsamı tartışmalı olsa da lâfzı itibariyle sadece AİHM kararları ile sınırlı olduğu açıktır. Mukayese edilebilir bir düzenleme Federal Alman Anayasa Mahkemesi Kanunu §79, 1.fık- rasında görülmektedir. Söz konusu hüküm Federal Alman Anayasa Mahkemesi’nin belli kararları ertesinde ceza davaları bakımından yar- gılamanın iadesini kabul etmektedir. Bu düzenleme de lâfzen Federal Alman Anayasa mahkemesi kararları ile sınırlıdır. Sonuç olarak Ceza Usul Kanunu’nun en azından ilk bakışta AB Adalet Divanı kararları ertesinde yargılamanın iadesine izin vermediği görülmektedir. Geç- mişte bu konuda bir kanun değişikliği önerilmiş olsa da, bu değişiklik gerçekleştirilememiştir. Ceza usul hukuku bunun ötesinde geniş yo- rum bakımından bir ipucu içermemektedir. 3 – Hukuk Usul Kanunu Hukuk Usul Kanunu iptal davaları (Usul Kanunu §579) ve yargı- lamanın iadesi (Usul Kanunu §580) davaları arasında ayrım yapmak- tadır. §579’da İptal davalarıyla bağlantılı olarak mahkeme heyetinin yanlış oluşturulması, dava taraflarının doğru temsil edilmemesi duru- munda gündeme gelen yargılamanın iadesi bağlamında ulusal kesin hükümden sapan AB Adalet Divanı kararlarına yer verilmemektedir. Yargılamanın iadesi talebi hukuk Usul Kanunu §580 Nr. 1-8’de dile gelen koşulların yerine getirilmesi halinde kabul edilmektedir. Ko- nuya yakından bakıldığında bu çerçevede de AB Adalet Divanı’nın ulusal kesin hükümden sapan kararlarının yargılamanın iadesi nedeni olarak karşımıza çıkmadığı görülmektedir. Hukuk Usul Kanunu’nun §580 Nr. 1-5’i dava ile bağlantılı suç teşkil eden eylemleri, örneğin kar- şı tarafın yemin mükellefiyetini ihlâlini (Hukuk Usul Kanunu §580 Nr. 1), belge sahtekârlığını (Hukuk Usul Kanunu §580 Nr. 2), yalan ifade (Hukuk Usul Kanunu §580 Nr. 3) veya diğer suç teşkil eden eylemle- rin temsilci yahut karşı taraf yahut onun temsilcisi tarafından (Hukuk Usul Kanunu §580 Nr. 4) işlenmesini yahut yargıçların görev yüküm-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1