Türkiye Barolar Birliği Dergisi 143.Sayı
427 TBB Dergisi 2019 (143) A. Füsun ARSAVA IV – Alman usul hukukunun Birlik hukukuna uygun yorumu Yukarıda yapılan yorum AB Adalet Divanı kararlarının ve Federal Alman Anayasa Mahkemesi kararlarının birçok durumda aynı şekilde muamele edilmesi gerektiği sonucunu vermektedir. Bu nedenle Al- man hukuk düzeninin hangi kapsamda böyle bir eşit muameleye izin verdiğinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Federal Alman AnayasaMahkemesi Kanunu’nun §79’unun öngör- düğü yargılamanın iadesi olanağının Birlik hukukuna uygun yorum üzerinden AB Adalet Divanı kararlarına uyarlanması mümkündür. Birlik hukukuna uygun yorum çerçevesinde ilgili hukuk düzeninde mevcut tüm yöntemlerin tüketilmesi gerekmektedir. Özellikle kıyas yoluyla sonuçların çıkarılması caizdir. 34 Federal Alman Anayasa Mah- kemesi Kanunu’nun §79’nun sınırlı yorum alanı bırakması nedeni ile burada sadece hükmün kıyasen uygulanması söz konusu olabilmek- tedir. Kıyas yoluyla normun uygulanmasının önkoşulu öngörülme- yen bir düzenleme boşluğunun bulunmasıdır. Bir düzenleme boşluğu geçerli hukukun uygun hüküm içermemesi durumunda kabul edilir. Tartışmalı husus şüphesiz bunun öngörülmeyen bir durum olup ol- madığıdır. Bu çerçevede öngörülmeyen bir durumunun olmadığı, zira AB Adalet Divanı’nın 1998 tarihli kararından sonra Divan kararlarının yargılamanın iadesi nedeni olarak kabul edilmesi için bir yasal süreç başlatıldığı, ancak bunun gerçekleşmediği ifade edilmektedir. 35 Kıyas yoluyla Federal Alman Anayasa Mahkemesi Kanunu’nun AB Adalet Divanı kararlarına uygulanmasına karşı olanlar söz konu- su yargılamanın iadesi nedeninin yasalaşmamasının yasa koyucunun iradesine uygun düştüğünü, yasa koyucunun isteyerek söz konusu yargılamanın iadesi nedeninden vazgeçtiğini, dolayısı ile mevcut boş- luğun yasama organının iradesine uygun olduğunu ileri sürmektedir. Federal Alman Anayasa Mahkemesi Kanunu’nun kıyas yoluyla uygu- lanmasını destekleyenler ise yasa koyucunun Äquivalenz prensibinin bir gereği olarak yargılamanın iadesini sağlama mükellefiyetinin bilin- cinde olmadığını, bununla beraber AB’ne sadakat mükellefiyetinden hareket ederek AB Adalet Divanı kararlarına istinaden yargılamanın 34 Jens Jokisch, ibid,, s.218 35 Jens Jokisch, ibid, s.215 vd.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1