Türkiye Barolar Birliği Dergisi 143.Sayı

59 TBB Dergisi 2019 (143) Semih Batur KAYA Ancak bu cihazın da dirimsel kaynağının anayasacılık olduğunu unut- mamak gerekir. Dolayısıyla anayasal demokrasi antikite olduğu kadar modern bir dinamik olgudur. Bu nedenle Rousseau’cu mitosa göre ka- nunun genel iradenin ifadesi olduğu yerinde değildir. Çünkü bu yak- laşımın yasama iradesini kutsallaştırmaktan, siyasi ve hukuki üstünlü- ğünü vurgulamaktan başka bir dayanağı yoktur. Ancak, “Rousseau’cu mistiğin can çekişmesi uzun sürmüş, onu mumyalayıp muhafaza etmek isteyenler de görülmüştür ama bugün bu mistik anayasal pa- lentoloji müzesinin bir parçasıdır”. 14 Gerçekten de bugün demokrasi “hukuk”la tanımlanmakta ve yargı ile yenilenen devlet anlayışı “ana- yasal demokrasi”nin bir özelliği sayılmaktadır. 15 Öte yandan yasama iradesinin kültleştirilmesi bizi Schmitt’çi bir “yasama devleti” ile karşı karşıya bırakır. Schmitt yasama devleti ile belirli bir tür siyasi kamusal yapı tasvir edilmektedir. Sözü edilen ya- pının ayırt edici özelliği, kamusal iradenin en yüksek ve tayin edici ifa- desini normlaştırmalarda görmesinde saklıdır. Hukuklaşmada irade etmelerinden dolayı belirli nitelikleri haiz olması gereken bu normlaş- tırmalar, söz konusu gerekliliğin icabı olarak diğer tüm kamusal işlev- leri, faaliyet ve görev alanlarını kendilerine tabi kılabilirler. Gerçekten de 19. yüzyıldan bu yana Kıt Avrupası’nda hukuk devleti sözünden anlaşılan şey, gerçekte yalnızca bir yasama devleti idi. Yasama irade- sinin üstün ve merkezi konumu, onun bir “yasama organı” olarak, anılan normlaştırmaları kanun koyucunun taşıdığı tüm itibarla tan- zim etmesine dayanır. 16 Yasama devletinin karşısında ise karakteristik ifadesini hükümet eden bir devlet başkanının “yüksek şahsi iradesin- de ve otoriter emrinde” bulunan “hükümet devleti” yer almaktadır. 17 Sonuç olarak gerek yasama devleti gerek hükümet devleti demokratik hukuk devleti ile bağdaşmamaktadır. 2. Hukuktan Sapma Olarak “Devlet Aklı” ve Anayasa Yargısı Anayasacılık devlet iktidarının sınırlandırılmasını ve hak ve öz- gürlüklerin korunup geliştirilmesini içeren bir anlayıştır. Bu bağlamda anayasacılığın temel felsefesi iktidarın denge ve denetimidir. Bu şekil- 14 Çağlar, a.g.m., s. 235. 15 Çağlar, a.g.m., s. 237. 16 Carl Schmitt, Kanunilik ve Meşruiyet, Çev. Mehmet Cemil Ozansü, İthaki Yayın- ları, 7. Baskı, İstanbul 2016, s. 3-4. 17 Schmitt, a.g.e., s. 5-6.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1