Türkiye Barolar Birliği Dergisi 143.Sayı

80 Birleşmiş Milletler’in Özel Yöntemleri Çerçevesinde Özel Raportörlük Kurumu areas are divided into thematic and territorial. Their work activities are country visits, urgent appeals and letters of allegation to go- vernments, reports and recommendations prepared and publicized as a result of their work. However, there are various problems while doing these activities. For example, the absence of cooperation bet- ween the special rapporteurs and the states is the biggest obstacle in front of their activities. There are also a number of other obstac- les, such as insufficient resources, the lack of a systematic procedu- re for follow-up of their recommendations. Despite these obstacles, the institution of special rapporteurs represents one of the most effective instruments of the international human rights system, as it has the ability to directly and firstly touch violations of rights. In this study, firstly special procedures will be given in general, then the importance of the special rapporteurs, the areas of work, the types of activities, their relation to other protection mechanisms and the problems in their work will be addressed. Keywords: Institution of Special Rapporteur, Human Rights, Protection of Human Rights, Special Prosedures, United Nations GİRİŞ İnsan haklarının uluslararası alanda korunması günümüzde ol- dukça önemlidir. Bunun nedeni, bireyin haklarını ihlal etmede özne olan devletin aynı zamanda hakları korumada da görevli kılınması ve çelişen bu durumdan dolayı devletlerin insan haklarını koruma- da yeterli başarıyı gösterememeleridir. Bu nedenle, bireyin haklarını koruma ve bu hususta yükümlülük üstlenme anlayışının özellikle 21. yy sonrasında yerleşik hale gelmesinden sonra uluslararası alanda çe- şitli adımlar atılmıştır. Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, Amerikan Devletleri Örgütü, Afrika Birliği Örgütü gibi örgütlerin kurulması bu adımların başında gelir. İlgili örgütler aracılığıyla uluslararası alandaki koruma iki şekilde gerçekleşir. İlki, evrensel ya da bölgesel düzeyde bir uluslararası ör- gütün kurucu anlaşmasına dayalı olan korumadır. Burada devletler, kurucu anlaşmayı onaylamakla beraber örgüte üye devlet statüsüyle doğrudan koruma sistemine tabi olurlar. İkincisi ise, bu örgütler bün- yesinde oluşturulan insan hakları sözleşmelerine taraf olma halinde gerçekleşen korumadır. Anlaşılacağı üzere, devletlerin bu örgütlerden birine üye olmasıyla ya da herhangi bir insan hakları sözleşmesine taraf olmasıyla birlikte uluslararası alanda koruma devreye girmek- tedir. Bu korumalardan üye devlet olunması halinde işlerlik kazanan

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1