Türkiye Barolar Birliği Dergisi 144.Sayı

139 TBB Dergisi 2019 (144) Batuhan AKTAŞ / Serkan SEYHAN İkinci bölümde kamu hizmeti kavramının değişimi karşısında Uyuşmazlık Mahkemesi’nin söz konusu kavramı nasıl ele aldığı ve kamu hizmeti esnasında meydana gelen idarenin eylemlerinden kay- naklanan uyuşmazlıklara ilişkin hangi yargı düzeninin görevli kıldığı- nın tespiti yanında (A), idarenin kamu hizmetlerini yürütmek amacıy- la gerçekleştirdiği sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların hangi yargı düzeninde görüleceğine ilişkin çıkan sorunların nasıl değerlendirildiği (B) incelenmeye çalışılacaktır. A. İdarenin Kamu Hizmetinin Yürütülmesine İlişkin Eylemlerinden Doğan Uyuşmazlıklarda Görevli Yargı Yolu Uyuşmazlık Mahkemesi, kuruluşundan 1949 yılına kadar kullan- dığı artık metruk olan “ hâkimiyet – temşiyet ” ölçütünden sonra günü- müze kadar pek çok kararında kamu hizmetini önüne gelen uyuşmaz- lığın hangi yargı düzeninde görüleceğini belirleme açısından bir kıstas olarak kullanmıştır. 104 Hatta bu husus ilk zamanlarda Mahkeme’nin kamu hizmeti kavramı ile idari yargının görev alanını özdeş tutmasına kadar varmış; bu tutum idari yargının sınırlandırılması problemini de beraberinde getirmiştir. 105 Bununla birlikte her ne kadar ilgili ölçüte verilen önem azalarak idari işlem, idari eylem ve idari sözleşme gibi diğer ölçütler ile birlikte ele alınsa da; halen uyuşmazlığın görüleceği yargı düzenini belirleme açısından kamu hizmeti Mahkeme’nin baş- vurduğu temel ölçütler arasında yer almaktadır. 106 104 Özkol, s. 36 vd.; Gözübüyük, s. 82. 105 Özkol, s. 43. 106 Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesi, davacı, İçel İli, Merkez (Mersin) İlçesi, Kale Köyünde, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2/B. maddesine göre, orman niteliğini kaybettiği için Orman Kadastro Komisyonu’nca orman sınırları dışına çıkarılarak Hazine adına tescil edilen yerlerden 032.a-21.a parsel sayılı, 8250 m2’lik naren- ciye bahçesi vasfını taşıyan taşınmaz hakkında, 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun uyarınca Bakanlar Kurulu Ka- rarı ile çıkarılan Yönetmeliğin 27. maddesine göre kurulan “Hak Sahipleri Tespit Komisyonu” tarafından, anılan 2924 sayılı Kanun’un 11. maddesine göre yapılan tespit sonucunda bu yerin hak sahibi olarak Mehmet Kıldır’ın belirlenmesine iliş- kin 12.2.1998 gün ve 17 sayılı kararın iptaline ve gerçek hak sahibi olarak kendi- sinin satın alma hakkının tespitine karar verilmesi istemiyle açılan davanın idari yargıda görülmesine karar verirken; “Anayasa’nın 170. maddesi ile 2924 sayılı Kanun’da belirtilen amacın gerçekleştirilmesi, kamu yararı düşüncesine dayan- makta; “hak sahibi” orman köylülerinin tespit edilmesi işi ise, idareye Anayasa ve Yasa ile verilen bu görev kapsamındaki bir kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin bulunmaktadır… Belirtilen duruma göre, idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmeti kapsamında tesis edilen ve idari nitelik taşıyan hak sa-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1