Türkiye Barolar Birliği Dergisi 144.Sayı
159 TBB Dergisi 2019 (144) Batuhan AKTAŞ / Serkan SEYHAN tülmesine katılınması amacı ile yapılmış olması, bu nedenle idareye özgü bir düzenlenişe ihtiyaç duyulması, idareye özel hukuk sözleşmelerindekini aşan, tek yanlı fesih, denetleme, ceza verme gibi bazı üstünlük ve ayrıcalıkların ta- nınmış olması gerekmektedir. Dava konusu sözleşme bu açıdan ele alındığın- da, davalı idare tarafından davaya konu sözleşmenin 6253 sayılı Kanun’un 30. maddesinin 4. fıkrası gereğince Başkanlık Divanı’na verilen düzenleme yetkisine dayalı olarak hazırlandığı ve davalı ile davacı arasında şartları ko- nusunda müzakere ve uzlaşma prosedürü bulunmayan iltihaki bir sözleşme niteliğinde olduğu, 6253 sayılı Kanun’un 30. maddesinde de belirtildiği üzere sözleşmenin, milletvekillerinin yasamaya ilişkin faaliyetleri sırasında kendile- rine yardımcı olacak kişilerin belirlenmesi amacı ile yapıldığı ve bu anlamda bir kamu hizmetinin yürütülmesine yardımcı olunması unsurunun mevcut bulunduğu, son olarak sözleşmenin 16. Maddesinde davalı TBMM’ye baş- kanlığına tek taraflı fesih yetkisinin tanındığı anlaşılmakla, sözleşmenin idari sözleşmenin tüm unsurlarını taşıdığı sonucuna ulaşılmıştır” şeklindeki ge- rekçesiyle idari yargının görevli olduğuna karar vermiştir. 146 Bununla birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi bazı kararlarında ise idare ile sözleşmeli personel arasındaki ilişkiye dair sözleşmeyi - her ne kadar tek taraflı bir şekilde hazırlansa da - Borçlar Kanunu’nda yer alan hizmet sözleşmesi kapsamında değerlendirmiş ve uyuşmazlığın çö- züm ve görüm yeri olarak adli yargıyı belirlemiştir. Söz gelimi Uyuş- mazlık Mahkemesi; davacı tarafından, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanl ığı’ nda “ rehber ve usta öğretici ” olarak çalıştığı dönemler boyun- ca ücretlerinin eksik ödenmesi, çalışılmadan ödenmesi gereken genel tatil ve hafta tatili ücretlerinin ödenmemesi, yıllık ücretli izin ve bele- diyeye ait işyerlerinde çalışan usta öğreticilere bu ödemenin yapılma- ması nedenleriyle iş akdinin haklı fesih hükümlerine dayanılarak fes- hedilmesi nedeniyle ödenmesi gereken kıdem ve ihbar tazminatları ile diğer işçilik alacaklarının tazmini istemiyle açılan davada, davacının; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda tanımlanan şekliyle, memur, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçi kapsamında bulunmadı- ğı; idareye verdiği bir taahhütnameye istinaden, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğuna; taahhütnamede, ek ders ücretinin hesap- lanmasında 657 sayılı Kanun’un 176. maddesinden esinlenmiş olun- 146 Uyuşmazlık Mahkemesi, Esas No: 2016/355, Karar No: 2016/396, Karar Tarihi: 26.9.2016.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1