Türkiye Barolar Birliği Dergisi 144.Sayı

256 Gaipliğin Miras Hukuku Bakımından Hüküm ve Sonuçları Hakları ölüme bağlı kimseler, ölüm tehlikesi içinde kaybolmadan itibaren bir yıl, son haber almadan itibaren ise beş yıl geçince yetkili ve görevli mahkemeye başvurabilirler. Başvuru üzerine mahkemenin yerine getirmesi gereken ilân prosedürü bulunmaktadır. İlân, bilgi sa- hibi olanları mahkemeye başvurmaya yöneltmeyi, gaibi de hayattay- sa hakkında yapılan işlemlerden haberdar etmeyi ve ortaya çıkmasını sağlamayı amaçlamaktadır. 41 TMK m.33/II-III, “ Mahkeme, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimseleri, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilanla çağırır. Bu süre, ilk ilanın yapıl- dığı günden başlayarak en az altı aydır .” şeklindedir. Kanunun lafzından hareket edildiğinde birden fazla ilân bulunması 42 ve ilk ilân tarihinden itibaren en az altı ay sonra ikinci ilânın yapılması gerekliliği ortaya çı- kar. 43 TMK m.33 uyarınca, ikinci ilân yapılmadan gaipliğe karar verile- mez. 44 Hal böyle olunca da ölüm tehlikesi içinde kaybolmadan itibaren en az 1.5 yıl, son haber almadan itibaren ise en az 5.5 yıl geçmedikçe mahkeme gaiplik kararı veremez. 45 İlân resmi gazetede ya da ülke çapında yayımlanan bir gazetede yapılabilir. 46 İsviçre’de ise mahkeme, ilânla gaip hakkında bilgisi olan kimseleri belirtilen süre içerisinde mahkemeye bilgi vermeye çağırır. İlânda belirtilen söz konusu süre, ilk ilândan itibaren en az bir yıl olma- lıdır (ZGB m.36/II-III). Dolayısıyla, TMK’dan farklı olarak İsviçre’de iki ilân arasında bir yıl olması gerekir. Hukuk Araştırmaları Dergisi, Cevdet Yavuz’a Armağan, C. 22, S. 3, 2016, s. 2487. 41 Akipek/Akıntürk/Ateş, s. 258; Saymen, s. 54; Dural/Öğüz, s. 33; Oğuzman/Seliçi /Oktay-Özdemir, s. 34; Tokat, s. 543. 42 Yargıtay kararlarında bu husus “en az iki ilân yapılması gerektiği” şeklinde ifa- de edilmektedir. Bkz. Yargıtay, 1.HD, E. 2009/12601, K. 2010/166, T. 18.1.2010; Yargıtay, 1.HD, E. 2009/8438, K. 2009/10009, T. 12.10.2009 (www.kazanci.com.tr , Erişim Tarihi: 12.01.2019). 43 Gençcan, s. 750-751. Hâkimin iki ilân arasındaki süreyi kısaltamayacağı ancak hal ve şartlar gerektiriyorsa takdir yetkisini kullanarak uzatabileceğine ilişkin bkz., İmre, s. 507; Arat, s. 269; Özsunay, s. 229; Köprülü, s. 258, dn.34; Saymen, s. 54-55; Abik, s. 162, dn.53; Zevkliler/Acabey/Gökyayla, s. 579; Helvacı, s. 39; Oğuzman/ Seliçi/Oktay-Özdemir, s. 34; Tokat, s. 544. 44 Yargıtay, 2.HD, E. 2009/16489, K. 2010/20078, T. 1.12.2010; Yargıtay, 2.HD E. 2009/16486, K. 2010/19985, T. 1.12.2010; Yargıtay, 2.HD, E. 2009/16477, K. 2010/18722, T. 8.11.2010 (www.kazanci.com.tr , Erişim Tarihi: 10.01.2019). 45 Dural/Öğüz, s. 33; Helvacı, s. 39. Bu süreler ‘en az’ sürelerdir; uygulamada kara- rın verilmesi çok daha uzun sürmektedir. 46 Özsunay, s. 229; Zevkliler/Acabey/Gökyayla, s. 580; Tokat, s. 544. İsviçre bakı- mından da aynı esas kabul edilmiştir, Kley/Seferovic, s. 154.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1