Türkiye Barolar Birliği Dergisi 144.Sayı
391 TBB Dergisi 2019 (144) Hakan PEKCANITEZ İçtihadı birleştirme kurumu ülkemize özgü olup, yabancı ülke hukuklarında yüksek mahkemelerin içtihatlar arasındaki çelişkinin doğmasını önlemek ve kanunların yeknesak şekilde uygulanmasını sağlamak amacıyla farklı düzenlemeler mevcuttur. Örneğin 17 Hazi- ran 2005 tarihli İsviçre Federal Mahkemeler Kanunu’na göre, Federal Mahkeme’nin bir dairesinin, bir veya birden fazla başka dairenin bir hukuki mesele hakkındaki eski kararlarından farklı bir karar verebil- mesi, ancak diğer ilgili daire veya dairelerin birleşiminden oluşan ku- rul tarafından onaylanması şartıyla mümkündür ( BGG Art. 23, 1). Gö- rüldüğü gibi burada Federal Mahkeme’nin kararları arasında çelişkili karar verilmesinden önce, ilgili daire veya dairelerin onayı alınarak karar verilmesi sağlanmakta ve böylelikle çelişkili karar verilmesi de önlenmektedir. 19 Bir daire, hukuki bir mesele hakkında karar verirken, birden fazla daireyi ilgilendiren hukuki mesele hakkında karar vermesi gerekiyor- sa ve bu karar hukukun gelişimi veya içtihatların yeknesaklığı bakı- mından gerekli ise, bu durumda ilgili olan tüm dairelerin iznini alması gerekir (BGG Art. 23, 2). Bu sayede de çelişkili kararların verilmesi ön- lenmiş olmaktadır. Yargıtay Kanunu’nda çelişkili karar verilmesini önlemeye yönelik bir usûl öngörülmemiş, aksine çelişki ortaya çıktıktan sonra bu çelişki- nin giderilmesi amaçlanmıştır. Aslında İsviçre hukukundaki çelişkili kararın verilmesini önlemeye yönelik olan bu usûl, çelişkili kararlar verildikten sonra bu çelişkinin giderilmesine ilişkin usûle tercih edil- melidir. 9 Mayıs 1975 tarihli Alman Mahkemeler Kanunu’nun 132. parag- rafına göre, Federal Yüksek Mahkeme’de hukuk ve ceza dairesi üye- lerinin oluşturduğu Hukuk Genel Kurulu ve Ceza Genel Kurulu mev- cuttur. Bu iki genel kurul, Birleşik Büyük Genel Kurul’u oluşturur. 19 Yargıtay’ın içtihadı birleştirme kararı verebilmek için birleştirilmesi istenilen da- ire veya genel kurul kararlarının arasındaki çelişkili kararların kararlı ve sürekli olmasını araması kabul edilebilir bir gerekçe değildir. Zira çelişkinin giderilmesi yerine bu çelişkinin sürekli ve kararlı olmasının aranması, çelişkinin bir süre de- vam etmesini ve arada hak arayanların çelişkili kararların bir yönü sebebiyle hak kayıplarına uğraması kaçınılmaz olacaktır (Aynı yönde eleştiriler için bkz. Du- ran L., Danıştay İçtihatları Birleştirme Uygulaması, Cem Sar’a Armağan, Siyasal Bilgiler Dergisi, 1972/3, s. s. 430; Kuru, İçtihatların Birleştirilmesi, s. 22; Yılmaz, İçtihadı Birleştirme, s. 1168).
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1