Türkiye Barolar Birliği Dergisi 144.Sayı

396 Yargıtay Yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Değerlendirilmesi İçtihadı birleştirme kararının değiştirilmesi zarureti çeşitli sebep- lerden kaynaklanabilir. Sosyal hayatta toplum görüş ve inanışlarında, bilimsel görüşlerde, önemli değişiklikler olması veya sosyal ihtiyaçla- rın değişmesi, kanunlarda yapılan değişikliklerin, içtihadın dayanağı olan kanun hükmünü açık ya da zımni olarak değiştirmesi, içtihatları birleştirme sırasında tartışılmamış maddi ve hukuki pek ağır sakın- caların ortaya çıkması, benimsenen çözümün ülkenin genel hukuk duygusunu ağır bir şekilde zedelemesi içtihatların değiştirilmesi ya da kaldırılması için güçlü sebepler olarak söylenebilir. Bu değişiklik- ler zamanında yapılamazsa hukuk yaşamına, hak arayanlara zarar verir. Bu konuda bazı içtihadı birleştirme kararlarının değiştirilmesi ya da kaldırılması kanun değişikliği ile mümkün olabilmiştir. Örneğin görevsizlik kararı ile birlikte yargılama giderlerine hükmedilmesi yö- nündeki içtihadı birleştirme kararı, 30 hatalı olduğu yıllarca ileri sürüle- bilmişse de, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yapılan değişiklik ile kaldırılmıştır (HMK m. 331/2). İçtihatların birleştirilmesi kararlarının değiştirilmesi hukukun donmasını engeller, ona hayatiyet verir. Bu nedenle içtihadı birleştirme kararlarının değiştirilmesi konusunda da çok muhafazakâr davranmamak gerekir. 31 Kanunların çok sık değiş- tirildiği ülkemizde, içtihadı birleştirme kararlarının değişmesi konu- sundaki çekingenlik de bir çelişki oluşturmaktadır. rağmen bunu kaldıran veya değiştiren bir hüküm getirmemesi dikkate alındığın- da mevcut kararın değiştirilmesini gerektirecek bir zorunluluk bulunmamaktadır. SONUÇ: 56. Yukarıda açıklanan nedenlerle; “bozma kararı sonrasında ıslah ya- pılamayacağı ve İçtihadı Birleştirme Kararının değiştirilmesinin gerekmediğine” dair, 06.05.2016 tarihinde yapılan üçüncü görüşmede oy çokluğu ile karar verildi. İBK. 6.5.2016, 1/1(Kazancı İçtihat Bankası). 30 25.04.1945 gün ve 9 sayılı içtihadı birleştirme kararı (RG 28.07.1945, 6069). 31 Teksif ilkesinin çok katı uygulandığı ülkemizde bu katılığı dava boyunca sadece bir kez yumuşatabilecek ve tarafların ispat hakkını sağlamaya yönelik olan ıslah konusunda verilen 04.02.1948 gün ve 10/3 sayılı içtihadı birleştirme kararının (RG 17.06.1948, 6934) değiştirmesi yönündeki talebi reddedilmemeliydi. Zira usûle ilişkin bir sebeple hüküm bozulduktan sonra ilk derece mahkemesinde yapılan yeniden yargılama aşamasında ıslah kurumuna izin verilmemesi, hem ıslahın amacıyla bağdaşmamakta, hem de bu yolla korunmak istenilen usûlî müktesep hakka aykırılık teşkil etmemektedir. Zira usûle ilişkin bir sebeple, örneğin yetki- sizlik kararı sebebiyle verilen bozma kararına uyulmasından sonra usûlî mükte- sep hak sadece yetkisizlik kararı verilmesi yönünde olacaktır. Bundan sonra yet- kili mahkemede davaya devam edilmesi halinde gerek tam gerekse kısmen ıslah yapılmasına engel olunmaması gerekirdi (Pekcanıtez H./Atalay O./Özekes M., Medenî Usûl Hukuku Ders Kitabı, 5. Bası, İstanbul 2017, s. 301-302).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1