Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

154 Uygulamada Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat (CMK m. 141-144) Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasının sadece hakkın- da tedbir uygulanan kişilerin açabileceği kabul edilmektedir. Ancak uygulanan koruma tedbirleri nedeniyle üçüncü kişilerin de doğrudan zarar görmesi mümkündür. Örneğin tutuklunun eşi ve çocukları da maddi ve manevi zarara uğramaktadır. Bu kişilerin Danıştay kararla- rına göre idari yargıda, CMK’nın 141/3. maddesi gereğince kararı uy- gulayan hâkim ve savcılara ve 5320 sayılı Kanun’un geçici 8. maddesi gereğince de HMK 46 ve devamı maddelerine göre Adalet Bakanlığı aleyhine dava açmaları mümkün değildir. Hukuk devleti ilkesinin ge- reği olarak, yargı organlarının işlemlerinden zarar görenlerin zararla- rının tazmin edilmesi gerekir. Bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle doğrudan zarar gören üçüncü kişilere de dava açma hakkının tanın- masına yönelik bir düzenleme yapılmalıdır. Yargıtay tazminat hakkının, maddi ve manevi tazminat bakımın- dan, mirasbırakan tarafından ileri sürülmüş olması veya dava açılması durumunda mirasçılara geçeceğini kabul etmektedir. Yargıtay’ın bu uygulaması manevi tazminat bakımından Türk Medeni Kanunu’na uygun olmakla birlikte maddi tazminat bakımından kanuna aykırıdır. Zira Türk Medeni Kanunu’nun 25/4. maddesinde, manevi tazminat istemi mirasbırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmeyeceği öngörülmüştür. Bu düzenleme gereğince, koruma tedbiri uygulanan kişi manevi tazminat davası açtıktan sonra veya dava açma iradesini ispatlanabilir bir şekilde izhar ettikten sonra vefat eder ise mirasçıları manevi tazminat davasını açabilir ve açılan manevi tazmi- nat davasına devam edebilirler . Maddi tazminat bakımından ise özel bir düzenleme bulunmadığından, Türk Medeni Kanunu’nun mirasın intikaline ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekir. Kanun’un 599. maddesi, mirasbırakanın ölümü ile mirasın bir bütün olarak, kanun gereğince, mirasçılara intikal edeceği ve mirasçıların miras bırakanın ayni haklarını ve alacaklarını doğrudan doğruya kazanacaklarını dü- zenlemiştir. Kanunda alacak bakımından bir ayrım yapılmadığından, ölen kişi hakkında koruma tedbirlerinin hukuka aykırı olarak uygu- lanması nedeniyle, oluşan maddi zararlar da madde kapsamına gir- mektedir. Bu nedenle hakkında koruma tedbiri uygulanan kişi maddi tazminat davasını açmadan önce ölmüş ve dava açma iradesini izhar etmemiş olsa bile mirasçıların maddi tazminat talebinde bulunabilme- leri gerekir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1