Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

212 Ölüm veya Yaralanma ile Sonuçlanan Yasadışı Araba Yarışlarının Olası Kast-Bilinçli ... engellerden biridir; zira “ suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi ” (TCK m. 21/1) olarak ifade edilen doğrudan kastın veya “ dikkat veya özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, suçun kanuni tanımında belirtilen neticesinin öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi ” (TCK m. 22/2) olarak ifade edilen basit taksirin, somut olayda ispa- ta ilişkin çok ciddi problemler söz konusu olmadığı sürece, 24 yasadışı araba yarışlarında uygulama alanı bulmayacağı aşikârdır. 24 YCGK, 29.03.2016, E: 2014/12-585 K: 2016/50: “Soruşturma aşamasında jandarma trafik görevlisi tarafından düzenlenen raporda; yol sathında fren izi saptaması yapılamadığı, kaza anında yayanın üzerinde koyu renk bir gömlek bulunduğu, tanık beyanına göre üç aracın yan yana yarış yapar vaziyette seyrettiği, diğer iki aracın kazadan sonra hızla devam edip gittiği, çarpan aracın olay mahallinde yaralıyı aracına alıp hastaneye götürdüğü, sanığın sevk ve idaresindeki aracın kontrolsüz seyretmesi sonucu yolun sağındaki toprak zemine girerek karşı istika- metteki pastaneden yaya olarak gelmekte olan şahsa aracın sol ön far kısmıyla vu- rarak aracın ön camına çarptırıp düşürmesi sonucunda trafik kazasının meydana geldiği, sanığın karayolunda kontrolsüz seyrettiği, yerleşim yerinde hız limitinin elli kilometre olması gerektiği, kaza noktasının yerleşim yerine yakın bulunması sebebiyle karşısından ve yolun kenarından gelen yayayı görüp çarpmamak için bertaraf edici eylemde bulunmasının mümkün olduğu, ancak bu eylemin yol üze- rinde gözükmediği, yolun sağ dışında toprak zeminde lastik izleri bulunduğu, sa- nığın karayolunda kontrolsüz seyrettiği, trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili yönet- meliklerde gösterilen yükümlülük, zorunluluk, kural ve yasaklara uymama kusur ve kabahatini işlediğinden birinci derecede kusurlu bulunduğu, ölen yayanın ise herhangi bir kusurlu fiilinin tespit edilemediği bilgilerine yer verildiği görülmüş- tür. Ancak sevk ve idaresindeki otomobil ile gece vakti, alkollü şekilde, meskûn mahal dışında, yaklaşık on bir buçuk metre genişliğinde, aydınlatmanın mevcut bulunduğu, çift yönlü, refüjle bölünmemiş, zemini kuru, asfalt kaplama, görü- şe açık düz yolda seyir halinde iken, önündeki aracı takibi esnasında direksiyon hâkimiyetine gerekli özeni göstermemesi sebebiyle yoldan çıkıp sağında ve yolun dışında bulunan yayaya çarptığı, ardından yaralıyı aracıyla hastaneye götürmek üzere yola çıktığı, yaralının karşılaşılan ambulansla hastaneye götürüldüğü, an- cak hastanede hayatını kaybettiği, bilirkişi raporları doğrultusunda tam kusurlu bulunduğu sabit olan olayda, gece geç saatlerde önündeki araçları takip etmeye çalıştığı sırada yoldan çıkarak bankette yürümekte olan yayaya çarpıp yarala- masına veya ölümüne sebebiyet verebileceğini istememekle birlikte, bu neticeyi öngörmesinin hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği, nitekim dosya içeri- sinde istemediği bu durumu öngörmesine rağmen, otomobiline, şoförlük tecrübe ve yeteneklerine, şansına, kullandığı yolun boş olacağı ihtimaline güvendiği ve böyle bir zanla objektif dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı harekette buluna- rak, öngördüğü fakat istemediği zararlı neticeye sebebiyet verdiğine veya kazanın tamamen almış olduğu alkolün etkisiyle güvenli sürüş yeteneklerini kaybetmesi ya da önünde bulunan araçlarla yarış halinde bulunması veya aşırı hızı sebebiyle direksiyon hâkimiyetini sağlayamaması neticesi meydana geldiğine dair herhangi bir delil de bulunamadığı, kaldı ki tıbbi verilere göre kanında tespit edilen orta- lama altmış beş promil alkol miktarı, tek başına bilinçli taksirin varlığı için yeterli olamayacağından, somut olayda bilinçli taksir şartlarının gerçekleştiğinden söz edilmesine imkân bulunmamaktadır.”

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1