Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

217 TBB Dergisi 2019 (145) Reşit KARAASLAN ise suçun unsurlarının istenmeyerek gerçekleştirilmesidir. Dolayısıyla olası kast ile bilinçli taksir arasındaki ayrımın belirlenmesinde yalnız- ca bilme unsurundan hareket edilmemeli ayrıca isteme unsuruna da rol verilmelidir. Bu nedenle neticeyi manevi olarak reddeden ve ger- çekleşmeyeceğine güvenerek hareket eden kimse, kasten hareket et- miş olmaz. 43 Yine aynı şekilde bir kimsenin sadece yüksek bir risk veya tehlike bilincine sahip olması, tek başına olası kastın kabulü için yeterli değildir. Failin aynı zamanda söz konusu tipik neticeyi kabullenmesi, en azından göze alması ( billigend in Kauf nehmen/abfinden ), buna rıza göstermesi ( einwilligen ) gerekmektedir. Bu ise failin riskin gerçekleşme ihtimalini ciddiye almasına rağmen, suçu işlemeye devam etmesi ve böylece muhtemel neticeyi kendi iradesine dâhil etmesi halinde söz konusudur. 44 Öyleyse fail, mümkün gördüğü neticeye içsel olarak razı olmuşsa olası kasttan; hukuki değer ihlalini içsel olarak reddetmiş veya gerçekleşmeyeceğini umut etmişse bilinçli taksirden söz edilecektir. 45 43 Yar. 3. CD., 30.05.2016, E: 2015/33963, K: 2016/12749: “Sanığın olay tarihinde, sevk ve idaresindeki aracı ile seyir halinde iken ışıklı trafik işaret cihazı bulunan kavşağa geldiğinde kendisine kırmızı trafik ışığı yandığı halde ışıkta durmayıp devam ettiği ve sağ tarafından kendisine yeşil trafik ışığı yandığı için hareket eden katılanın sevk ve idaresindeki araca çarparak, katılanların yaralanmasına yol aç- tığı olayda, sanığın neticeyi öngörmesine rağmen somut olayda neticenin gerçek- leşmeyeceği inancı ile yoluna devam etmesi sonucu katılanların yaralandığının anlaşılması karşısında, sanığın öngördüğü neticeyi istememesine rağmen netice- nin gerçekleşmesinden dolayı 5237 sayılı TCK’nın 22/3. maddesi uyarınca bilinçli taksirle yaralama suçundan sorumlu tutulması gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek eylemin olası kastla işlendiğinin kabulüyle yazılı şekilde hüküm kurul- ması, bozmayı gerektirmiştir.” 44 Yar. 12. CD., 08.03.2017, E: 2017/277, K: 2017/1801: “Olay günü, gündüz, meskun mahalde, sanığın idaresindeki yolcu minibüsü ile Alhanlı kavşağında sarı ışıkta geçiş yaparak geldiği Valilik kavşağında kırmızı ışık ihlali ile geçişine devam edip olay yeri olan Sanayi kavşağına tanık beyanları ile doğrulandığı üzere, 100 km üzerinde bir hızla gelip, burada kendi yönüne yanan kırmızı ışıkta, minibüsün ön koltuğunda yolcu olarak bulunanın Toprakkale yolundan motosikletlinin yola çıktığı uyarısına rağmen, hızını azaltmadan geçişine devam ettiği sırada kendisi- ne hitaben yanan yeşil ışıkta hareket ederek kavşağa giriş yapan ölenin motosik- letine çarparak motosikleti 60 metre sürüklemesi ve çarpma noktasından itiba- ren 120 metre sonra durduğu ve motosiklet sürücüsünün ölümü ile sonuçlanan olayda, oluş ve dosya kapsamına göre kendisine yapılan uyarılara rağmen hızını azaltmadan, kırmızı ışık ihlallerini sürdüren ve bu şekilde meydana gelecek sonu- cu kabullendiği açıkça anlaşılan sanığın eyleminin, olası kastla öldürme suçunu oluşturduğu yönündeki mahkeme kabulü isabetli görülmüştür.” 45 Akbulut, s. 361 vd.; Artuk/Gökcen/Alşahin/Çakır, s. 331 vd.; Centel/Zafer/Çak- mut, s. 368 vd., 383 vd.; Demirbaş, s. 380 vd.; Dönmezer/Erman, C. II, kn. 537, 568 vd.; Hakeri, s. 225 vd., 265 vd.; İçel, s. 430 vd., 454 vd.; Karakehya, s. 116 vd.; Mah- mutoğlu/Karadeniz, s. 282 vd.; Özbek/Doğan/Bacaksız/Tepe, s. 259, 266 vd.; Öztürk/Erdem, kn. 527 vd.; Zafer, s. 253 vd.; Baumann/Weber/Mitsch/Eisele, §

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1