Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

225 TBB Dergisi 2019 (145) Reşit KARAASLAN kartarak tipikliğe monte etmiştir. 63 Bir kişinin kasten ya da taksir ile ateş etmesi sonucu bir başka kişinin ölmesi halinde kasten öldürme, netice sebebiyle ağırlaşan yaralama ya da taksirle öldürme suçlarından hangisinin oluştuğu, failin iradesinden bağımsız olarak açıklanamaya- cağı düşünüldüğünde, olası kastın isteme unsuruna sahip olduğunu söylemek, finalist öğretiyi reddetmek değil, sadece olası kast – bilinçli taksir ayrımına yer veren TCK’ya uyumlu hale getirmek olacaktır. 64 Ayrıca isteme unsurunu reddeden teorilerin istediği şekilde failin psikolojik-manevi durumuna ilişkin kıstasları değerlendirme dışı bı- rakmak, modern ceza hukukunda aşılmış olan objektif sorumluluğun üstü kapalı şekilde tekrar kabul edilmesi olacaktır. Bu teoriye taraftar yazarların bizzat kendilerinin belirttiği üzere, dolus eventualis (olası kast) kavramının tarihsel arka planında yer alan kavram dolus indirectus kavramıdır. 65 Türkçeye dolaylı kast olarak çevrilebilecek bu kavram ile ifade edilmek istenen husus, hareketin objektif olarak tehlikeli olması halinde failin, genel hayat tecrübesine göre kendine isnat edilebilir tüm neticelerden de sorumlu olacağıdır. Diğer bir ifadeyle izin verilmeyen bir fiili işleyen, bu fiilin meydana getireceği muhtemel ve tesadüfi olan- lar da dâhil olmak üzere tüm neticelerinden sorumlu olacaktır. Hemen fark edileceği üzere dolaylı kast failin başka bir neticeye yönelik kastı nedeniyle gerçekleştirdiği eylemin yan neticelerinin, sırf failin bu ha- reketi gerçekleştirmesi nedeniyle ona isnat edilmesidir. 66 Bu ise kabul edilebilir bir sonuç değildir. 67 Bu nedenle dolus eventualis kavramının içeriğini dolus indirectus kavramında olduğu gibi isteme unsurunu dış- layarak normatif temellere oturtmaya çalışmak ve böylece belli bir öl- çüde risk içeren her halde olası kastın varlığını kabul etmek mümkün olmamalıdır. Bunu engellemenin yolu dolus eventualis kavramında iste- me unsuruna yer vererek sübjektif sorumluluğun esaslarına bağlı kal- mak ve dolus eventualis kavramının uygulama alanını failin yan neticeyi içsel olarak da kabul ettiği haller ile sınırlı tutmak olacaktır. 68 63 Akbulut, s. 221 vd.; Koca/Üzülmez, s. 94 vd.; Özbek/Doğan/Bacaksız/Tepe, s. 201 vd.; Özgenç, s. 162 vd. 64 Kıyaslayınız Roxin, Band I, § 12 kn. 24 vd. 65 Puppe, in: NK-StGB § 15 kn. 14 vd. 66 Kavram hakkında Bozbayındır, s. 30 vd., 37 vd.; Dönmezer/Erman, C. II, kn. 562; Ozansü, s. 175. 67 Dönmezer/Erman, C. II, kn. 562. 68 Ozansü, s. 175; Florian Nicolai, “Die Abgrenzung von bedingtem Vorsatz und

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1