Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

228 Ölüm veya Yaralanma ile Sonuçlanan Yasadışı Araba Yarışlarının Olası Kast-Bilinçli ... (3) Olası kastın uygulama alanı bu açıklamalar eşliğinde belirlen- diği zaman; bilinçli taksir, failin mümkün gördüğü neticeyi istememiş ve istemediği bu neticenin gerçekleşmeyeceğine de hukuken kabul edilebilir ölçüde güvenmiş olması halinde, söz konusu olacaktır. 73 müş, önüne geçmiş, yavaşlayarak ve işaret ederek motosikleti durdurmak iste- miştir. Bu amaçla, öncelikle sağ şeritte önlerinde yavaşlamış, sonra durmaları için işaret etmiş, buna rağmen durmayarak sol şeritten kaçmaya çalışmaları üzerine de arabasını sol şeride kırmıştır. Burada, sanığın doğrudan yaralama veya öldür- me kastı ile hareket etmediği açık ise de; sanık, karayolunda seyreden bir otomo- bil sürücüsünün yapması gereken normal davranış biçimlerini terk etmiş, adeta otomobilini maktul ve arkadaşının bulunduğu motosikleti durdurmak için bir alet olarak kullanma yolunu seçmiş, bu suretle de gerek kendisi için, gerek moto- siklet için, gerekse karayolunu kullanan diğer araç ve kişiler için tehlikeli sonuçlar doğuracak şekilde hareketler sergilemiş, bunu yaparken de otomobilinin önünü motosikletin kaçış yönüne kırmakta bir beis görmemiştir. Dolayısıyla da, ısrarla gerçekleştirdiği eylemin ölümle sonuçlanabileceğini öngörmüş ve bu hareketinin neticesini kabullenmiştir, başka bir deyişle olası ölüm neticesine kayıtsız kalmış, olursa olsun demiştir.” 73 YCGK, 03.03.2015, E: 2013/12-636, K: 2015/21: “Suç tarihinde otobüs duraklarının karşısında bulunan otoparka gitmek isteyen ve kontrolsüz dörtlü kavşak çıkışın- da refüj ile bölünmüş tek yönlü taşıt yolunda kendi seyir şeridinden çıkarak karşı yöndeki trafiğin yol bölümüne giren sanığın, taşıt yolunu sağ taraftan sol tarafa doğru orta refüj üzerinden geçmekte olan ve park halindeki otobüslerin arasın- dan çıkan mağdura çarparak ölümüne neden olduğu olayda; karşı yönden gelen trafik araçlarının kullandığı bölüme bilerek girdiği, ters yönde olduğu bilinciyle aracını sürmeye devam ettiği, karşı istikametten gelen bir araca ya da yayaya çar- parak yaralama ya da ölüme neden olabileceğini öngördüğü halde tecrübesine, şoförlük yeteneklerine, yolun boş olacağı ihtimaline, özellikle de şansına ve karşı istikametten gelenlerin kendilerini koruma yönünde dikkatli davranacaklarına güvendiği, böyle bir zanla objektif dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek öngördüğü ancak istemediği neticeye neden olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, istemediği ancak öngördüğü sonucun meydana gelmesini engelleyecek olan objektif özen yükümlülüğüne uygun davranmayan sanığın meydana ge- len ölüm olayında bilinçli taksirle hareket ettiği kabul edilmelidir. Nitekim Ceza Genel Kurulu’nun 09.12.2014 gün ve 125-543 sayılı kararında da, karayollarında bölünmüş yollarda ters yöne bilerek giren sanıkların yaralama ve ölüme neden olma eylemlerinde bilinçli taksirle hareket ettikleri sonucuna ulaşılmıştır.” YCGK, 25.03.2014, E: 2013/12-11, K: 2014/139: “Sanık oturduğu sitenin kenarındaki orta refüjle bölünmüş yolda kendi beyanına göre güneş ışıklarının tam karşı yönden gözüne gelmesi nedeniyle önünü iyi göremediği halde ters yönde ve mağdurda- ki yaralanmanın şekli ve neticelerine bakıldığında yavaş sayılamayacak bir hızla araç kullanmış ve orta refüjden karşıya geçmeye çalışan mağdura çarparak ya- ralanmasına neden olmuştur. Sanık acil işi olduğundan doğru istikamette gidip yolu uzatmak istememiş, kısa bir mesafeyi ters yönden giderek kestirmeden ana- yola çıkmaya çalışmıştır. Daha önce kendisinin ve sitede oturan birçok kişinin sorunsuz bir şekilde benzer şekilde davranmaları da kararında etkili olmuştur. Sanık ters yönde araç kullandığından yoldan geçmek isteyen bir kişinin kendisini fark edemeyebileceğini ve karşı istikametten gelen güneş ışıkları nedeniyle gö- rüş mesafesinin yetersizliğinden çarpmaya engel olabilecek bir mesafede aracını

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1