Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

229 TBB Dergisi 2019 (145) Reşit KARAASLAN b. Yasadışı Araba Yarışları Çerçevesinde Değerlendirme Olası kastın bilme ve isteme unsurlarından teşekkül ettiği ortaya konulduktan sonra, yasadışı araba yarışı ile hiçbir ilgisi bulunmayan (E)’nin ölümünden (X) marka spor araba sürücüsü (A)’nın olası kast sonucu kasten adam öldürmeden dolayı mı yoksa bilinçli taksir nede- niyle taksirle adam öldürmeden dolayı mı sorumlu tutulacağı somut olay çerçevesinde incelenebilir. Neticenin, yani (E)’nin ölümünün, sübjektif açıdan (A)’ya ola- sı kast çerçevesinde isnat edilmesi gerektiğini kabul eden ve somut olayın kurgusunda çok önemli yer teşkil eden “ Berliner Raser-Fall ” kararına imza atan Berlin Eyalet Mahkemesi’nin ( LG Berlin ) gerekçe- si somut olaya kurgulanmış şekliyle şu şekilde özetlenebilir: “Bugüne kadar yasadışı araba yarışlarına dair gerek eyalet gerek istinaf gerekse de Federal Mahkeme tarafından verilen ve bilinçli taksirin varlığının kabul edildiği kararlara konu olan olaylarda, failler genellikle genç, 73 ila 115 km/h sürat yapan ve araba yarışına spontan karar veren kişilerdir. Ayrıca bu kararlara konu olan olayların bazılarında araba yarışı şehir merkezinde değil, çevre yolu veya otobanda gerçekleşmiş- tir. Mahkeme diğer mahkemelerin vermiş oldukları kararları sorgula- mamaktadır, sadece bu kararlara konu olan olaylar ile somut olayın bir değerlendirilemeyeceğinin altını çizmektedir. Gerçekten de somut olayda yasadışı araba yarışına katılan (A) daha önce de birçok kereler bu tür yarışlara katılmış, sırf bu yarışlarda daha başarılı olmak için arabasına oldukça yüksek meblağlarda yatırım yapmıştır. Somut olay- da (A) şehir merkezinde, izin verilen hız sınırlarını iki-üç kat aşarak ve sürekli olarak kımızı ışık ihlal yaparak arabasını kullanmaktadır. Bu noktalar unutulmaksızın, yargı kararlarında sürekli belirtildiği üze- re (A)’nın olası kastla hareket ettiğinin kabulü için (A)’nın neticenin ortaya çıkışını ihtimal dâhilinde hesaba katması ve ayrıca da neticeyi kabullenerek göze alması gerekmektedir. Ayrıca olası kastın, (A) ta- rafından arzu edilmeyen ancak hukuken kabullenilen neticelere, yani durduramayabileceğini ve sonuçta da birisine çarparak yaralayabileceğini öngör- müş, ancak gideceği mesafenin kısa olmasına, tecrübesine, şoförlük yeteneklerine, özellikle de şansına ve yoldan geçenlerin kendilerini araçtan koruma yönünde dikkatli davranacaklarına güvenmiş ve böyle bir zanla objektif dikkat ve özen yü- kümlülüğüne aykırı hareket ederek öngördüğü, ancak istemediği neticeye neden olmuştur. Bu nedenle sanığın eylemini bilinçli taksirle yaralama olarak vasıflandı- ran yerel mahkeme hükmünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.”

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1