Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

233 TBB Dergisi 2019 (145) Reşit KARAASLAN Bu anlayış uyarınca kastın ortaya çıkış anı farklılıklar arz edebilir. İlk olarak konut sahibinin rızasıyla eve giren kişinin rızaya aykırı şekil- de evden çıkmaması örneğinde olduğu gibi fail, başlangıçta hukuka uygun bir davranış içindeyken, daha sonra hukuka aykırı ve suç oluş- turan bir harekette bulunabilir. İkinci olarak hırsızlığın yağmaya dö- nüşmesinde olduğu gibi failin malı vermeyen mağdura cebir ve tehdit uygulamasında halinde de icra edilen eylemin sonraki suçun unsuru olması söz konusu olabilir. Üçüncü ve son olarak da, yasadışı araba yarışları bakımından önem arz edebilecek bir durum olan, taksirle iş- lenen fiilin daha sonra meydana gelen kast ile kasıtlı fiile dönüşmesi gerçekleşebilir. 82 Bu açıklamalar somut olay açısından oldukça önem- lidir. İlk olarak (A)’nın kasten hareket ettiğinin sonradan oluşan kast veya eklenen kast kavramları ile açıklanabileceği düşünülebilir. Ancak böyle bir düşünce yanıltıcı olacaktır; zira bu duruma örnek olarak bir kişinin taksir sonucu trafikte başka birine çarpması ve çarptığı kişi- nin düşmanı olduğunu anladıktan sonra bu kişiye yardım etmeyerek ölümüne sebebiyet vermesi gösterilmektedir. 83 Başka bir neticeye yö- nelmiş olarak oluşan kastın, failin ilk taksirli eyleminden de kasten so- rumlu tutulmasına neden olacak bu düşünce tarzının somut olaya ak- tarılamayacağı ortadadır. Zira somut olayda (A)’nın (E)’nin arabasına taksirle çarptıktan sonra (E)’ye yardım etmeyerek veyahut başka bir şekilde onun ölümüne kayıtsız kaldığını gösteren hiçbir olgu mevcut değildir. (A)’nın olası kast ile hareket ettiği sonradan oluşan kast veya ek- lenen kast kavramları ile açıklanamadığına göre, eş zamanlılık pren- sibinin de benzer sonuçlara ulaşacağı hayli hayli ortadadır. 84 (A)’nın (E)’nin ölümünden olası kast nedeniyle sorumlu tutulabilmesi, (A)’nın hangi anda kasten hareket ettiğinin belirlenmesi ile mümkündür. Ne var ki somut olay zamansal çizelgede incelendiği zaman, LG Berlin ’in iddialarının 85 aksine böyle bir anın belirlenmesi mümkün değildir. (A) 82 Artuk/Gökcen/Alşahin/Çakır, s. 340 vd.; Centel/Zafer/Çakmut, s. 363; Demir- baş, s. 384 vd.; Dönmezer/Erman, C. II, kn. 551 vd.; İçel, s. 435; Mahmutoğlu/ Karadeniz, s. 298 vd.; Özbek/Doğan/Bacaksız/Tepe, s. 259 vd., 266 vd.; Öztürk/ Erdem, kn. 527 vd. 83 Mahmutoğlu/Karadeniz, s. 300. 84 Jäger, in: JA 2018, s. 470. 85 LG Berlin, Urteil vom 27.02.2017 – (535 Ks) 251 Js 52/16 (8/16) (Neue Zeitschrift für Strafrecht (NStZ), 2017, s. 471 vd. = BeckRS 2017, 102417).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1