Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

25 TBB Dergisi 2019 (145) Can YAVUZ Yürürlükteki hukuk ile bağdaşmayan veya yürürlükteki hukukun özüne aykırı uygulamalar ile ilgili bir başka örnek Polednová - Çek Cumhuriyeti davasıdır. Başvuran 1950’de Çekoslovakya’da komunist rejim muhaliflerinin yargılandığı bir davada savcı olarak görev almış- tır. Dava sonucu muhalifler idama mahkûm edilmiş ve ceza infaz edil- miştir. İlgili yargılama hakkında 1990 yılında soruşturma açılmıştır. Bu soruşturma sonucunda, 1950’de yapılan yargılamanın iktidarda olan Komunist Parti tarafından totaliter rejim muhaliflerini saf dışı etmek amacıyla kullanıldığı kanısına varılmıştır. Demokratik rejimi restore etme amacıyla, 1950’deki yargılamada savcı olarak yer alan kişi 2005’te yargılanmaya başlanmıştır. Eski savcı 2008’de cinayetten mahkûm edilmiştir. Savcı kendisinin yargılanma sürecinin AİHS madde 6, 7 ve 14’ü ihlal ettiğini öne sürmüştür. AİHM’nin önüne gelen soru başvuru- cunun 1950’deki yargılamada savcı olarak yer alıp rejim muhaliflerini idama mahkûm etmesinin o dönemdeki Çekoslovakya kanunları çer- çevesinde erişilebilir ve öngörülebilir bir suç olarak tanımlanıp tanım- lanmadığıdır. Strazburg Mahkemesi’ne göre rejim muhaliflerini idam cezasıyla bertaraf etme pratiği adil yargılanma ve yaşam hakkını bariz bir şekilde ihlal etmektedir. Böyle bir uygulama o dönemdeki Çekos- lovakya Anayasası ve kanunlarının özüne aykırıdır. Bu yüzden ilgili uygulama madde 7 çerçevesinde hukuk olarak tanımlanamaz. 55 5.3.1. Hukukun ulaşılabilirliği Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz ilkesini 56 hayata geçirebilmek için hukuk ulaşılabilir olmalıdır. Diğer ifadeyle, özgür iradeli bireyin neyin suç olduğunu öğrenip davranışlarını ona göre ayarlayabilmesi hukukun ulaşılabilir olmasını gerektirir. Strazburg Mahkemesi ceza hukukunun ulaşılabilir olup olmadı- ğına ilişkin yaptığı değerlendirmede, mahkûmiyetin dayanağını teşkil eden hukukun başvurucu için yeteri ölçüde ulaşılabilir olup olmadığı- 55 AİHM, Polednová - Çek Cumhuriyeti, 2615/10, 21.06.2011, Kabul edilebilirlik ka- rarı 56 Bu prensip farklı teorilerle açıklanmıştır. Bir görüşe göre herkesin ceza kanunla- rını bildiği varsayılmakta; farklı bir görüş kanunu bilmenin ödev olduğunu ileri sürmekte; bir başka ekol ise bu ilkenin kanunların bağlayıcını temin etmek için or- taya çıkan politik bir ihtiyacın zaruri bir sonucu olduğunu önermektedir. Devrim Güngör, “Ceza Hukukunda Kural Üzerine Hata”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Ankara, 2007, Sayı 68, s. 140-146

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1