Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

266 Ölüm veya Yaralanma ile Sonuçlanan Yasadışı Araba Yarışlarının Olası Kast-Bilinçli ... dizginleyebilme egemenliğine kimin sahip olduğu tartışılırken, en son hareketin kimin tarafından yapıldığının bir öneminin bulunmadığıdır. Dolayısıyla somut olayda arabanın sevk ve idaresinin (A)’da olması, tek başına (B)’nin ölümünün sürücüye isnat edilmesine neden olma- yacaktır. Aksinin kabulü objektif isnadiyet teorisinin tam da ulaşmak istediği sonuç olan rizikonun hakkaniyetli dağılımına aykırılık olacak- tır. (B)’nin ölümünün (A)’ya isnat edilip edilemeyeceği tartışılırken sorulması gereken soru, somut olayda (A)’nın olayların gelişimine ilişkin olarak (B)’den daha fazla bilgi ve olanağa sahip olup olmadı- ğıdır. Bu soruya verilecek olan cevap olumsuzdur; zira (A) kendi sür- düğü arabanın sevk ve idaresine hâkim olabilseydi ve böylece de tüm araba yarışının gelişimini dizginleyebilme egemenliğe sahip olsaydı, (B)’nin hayatını kaybettiği kaza zaten meydana gelmeyecekti. Diğer bir ifadeyle söz konusu yasadışı bir araba yarışı olduğunda, sürücü koltuğunda oturmayan (B) ne ölçüde olayların gelişimine hâkim ise, sürücü koltuğunda oturan (A) da ancak o ölçüde olayların gelişimine hâkimdir. Öyleyse (B) en az (A) kadar tehlikeyi öngörebilmekte ve (A) da en fazla (B) kadar yarışın gelişimine katkı sağlamaktadır. Dolayı- sıyla (B)’nin ölümü ne (A)’ya ne de diğer arabanın sürücüsü (C)’ye objektif olarak isnat edilemez. (A) ve (C), (B)’nin ölümünden taksirle adam öldürme suçu çerçevesinde sorumlu değildir. 174 IV. SONUÇ Bu çalışmada dört kişinin iki farklı arabaya binerek, anlaştıkları üzere şehir içinde çok yüksek hızlarda sürekli kırmızı ışık ihlali yapa- rak yasadışı araba yarışı yapmaları sonucu, yarış ile hiçbir ilgisi bu- lunmayan üçüncü bir kişi olan (E)’nin ve yarışa co-pilot olarak katılan (B)’nin ölümü sonuçlanan kazanın ne gibi problemlere yol açtığı ince- lenmiştir. Çalışmada ilk olarak, (E)’nin ölümünün (A), diğer arabanın sürü- cüsü (C) ve diğer arabada co-pilot olarak bulunan (D)’ye isnat edilip edilemeyeceği tartışılmıştır. Olası kast – bilinçli taksir ayrımına ilişkin teorik açıklamalar ve bunların somut olaya aktarımı göstermiştir ki, 174 Puppe, in: ZIS 2007, s. 250 vd.; Puppe, in: ZJS 2008, s. 606; Timpe, in: ZJS 2017, s. 173 vd.; ayrıca Brüning, in: ZJS 2009, s. 197.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1