Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

267 TBB Dergisi 2019 (145) Reşit KARAASLAN hem (A) hem (C), (E)’nin ölümünden bilinçli taksirle adam öldürme suçu çerçevesinde sorumlu tutulmalıdır. Bu noktada altı çizilmesi ge- reken iki husus mevcuttur. Birincisi, yarış ile hiçbir ilgisi bulunmayan (E)’nin ölmesi ve bu neticenin (A)’ya yalnızca bilinçli taksir çerçeve- sinde isnat edilmesi tüm yönleriyle hukuken tek doğru sonuç olarak görülse de, somut olayın özellikleri dikkate alındığında ulaşılan bu sonucun bazı yönleriyle zor hazmedilebilir olduğu da bir gerçektir. Ancak sırf bu düşünce, olası kast ile bilinçli taksir arasındaki ayrımın muğlaklaştırılmasını haklı kılamaz. Yapılması gereken TCK m. 81, 85, 86 ve 89’un birbirleriyle olan ilişkilerinin dikkate alınarak yeni bir suç tipi ihdas edilmesidir. İkincisi, (C) sırf araba yarışına katıldığı için ve bu yarışta (A), (E)’nin ölümüne neden olduğu için, neticeden sorumlu tutulamayacaktır. Zira birden çok kişinin katkısıyla işlenmiş taksirli suçlarda iştirak kurallarının uygulanması mümkün olmadığı gibi, tak- sirle hareket eden kişilerin taksirlerinin toplanması, tek bir taksir gibi değerlendirilmesi ve böylece bu kişiler arasında isnadiyet transferi yapılması mümkün değildir. Ancak (C) bizzat kendi taksirli eylem- lerinden dolayı sorumlu tutulabilecektir; zira (C)’nin ihlal ettiği KTK ve KTY normlarının düzenlenme amacı, trafikte seyrederken (C)’nin uyması gereken kuralları ortaya koyarak (E)’nin can güvenliğini sağ- lamaktır. Çalışmada ikinci olarak, (B)’nin ölümünün sürücülere isnat edi- lip edilemeyeceği tartışılmıştır. Konuya ilişkin teorik açıklamalar ve bu açıklamalar çerçevesinde somut olayın değerlendirilmesi sonucu, (B)’nin ölümünün ne (A)’ya ne de (C)’ye objektif olarak isnat edile- meyeceği, sonucuna ulaşılmıştır. (A) ve (C), (B)’yi (B)’ye karşı işlenen bir suçta araç olarak kullanmamaktadırlar. (A) ve (C), (B)’nin kendini tehlikeye atmasına ve bu tehlike sonucu zarar görmesine yalnızca ne- densel katkıda bulunmaktadırlar. Ancak bu, tek başına (A) ve (C)’nin cezalandırılması için yeterli değildir; zira (B)’nin vermiş olduğu rıza geçerlidir, herhangi bir nedenle de sakatlanmamıştır. Kendisini tama- men özgür iradesiyle öldüren veya yaralayan kişi mademki TCK’nın kasten ya da taksirle adam öldürme veya adam yaralamaya ilişkin normları çerçevesinde cezalandırılmamaktadır, öyleyse nedensel katkı sunarak eylemi adeta birlikte işleyen üçüncü kişiyi de iştirak kuralları çerçevesinde cezalandırmak mümkün değildir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1