Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

289 TBB Dergisi 2019 (145) Recep KAHRAMAN si değil menfaat ilişkisi olarak ifade edilmelidir. Bu nedenle md. 331’de yer alan tipik eylemin rüşvet yerine yarar kabul etme suçu olarak nite- lendirilmesi yerindedir. (BGH, 21.06.2007, 69/07). Latince “do ut des” olarak ifade edilen kurala göre birey veriyorsa karşılığını alır. Kurala göre bireyin sağladığı haksız menfaatin karşı- lığında kamu görevlisinden somut, belli bir iş ya da eylemin yerine getirilmesini talep etmektedir. Rüşvet konusu işin rüşvet anlaşmasın- da belirlenmesinin gerekliliğine bağlı olarak “do ut des” kuralı rüşvet suçunda geçerlidir. Yarar kabul etme suçunda ise kamu görevlisinden talep edilen somut bir iş ya da eylem bulunmadığından “do ut des” kuralı yarar kabul etme suçunda rüşvet suçunda olduğunun aksine katı uygulanmamaktadır. Ancak yarar kabul etme suçunda “görevini yerine getirmek için” tanımında yer alan “için” ifadesi kamu görevlisi ile birey arasında yine de karşılıklı bir ilişki gerektirmektedir. Diğer ifadeyle amaç anlamında “için” kelimesini kullanırken, düzenli bir karşılıklı ilişki vardır. 47 2.5.3. İlliyet Bağının Zayıflatılması Görüşü 2.5.3.1. Genel Açıklamalar Klasik rüşvet suçunda göreve dâhil olan iş ile haksız menfaat ara- sında doğrudan illiyet bağının kurulması zorunluluğu bulunmaktadır. Madde 331’de yer alan yarar kabul etme suçunda ise haksız menfaat ile görev arasında illiyet bağının kurulması yeterlidir. Bu durumda il- liyet bağının kurulması gereken alanın genişletilmesine bağlı olarak yarar sağlama suçunda illiyet bağının etkisi zayıflatılmış olmaktadır. İlliyet bağının kurulması gereken alan görevin tamamına yayıldığı için suçun alanı diğer ifadeyle kamu görevlisi ile ona menfaat sağlayan bi- reyin sorumluluk alanı klasik rüşvet suçuna göre oldukça genişletil- miş olmaktadır. 48 47 Bock/Borrmann, s. 630; Benzer görüşü savunan Alman Yargıtayı’na göre kamu görevlisine menfaat sağlanmasının kesinlikle bir karşılığı bulunmalıdır. Kamu görevlisinin edimi her ne kadar belirsiz olsa da menfaatin mutlaka karşı edimi olmalıdır. Karşılıklı ilişki kurulmadan kamu görevlisi yemlenmiş olmaz. Prensip olarak, hizmet herhangi bir resmi faaliyet olarak anlaşılmalı, somutlaştırılması gerekmemektedir. Bu nedenle menfaat sağlayan bireyin amacının genel olarak görevin ifası olması yeterlidir. Bu durum rüşvet ilişkisindeki karşılık prensibinin zayıflatılması olarak kabul edilmelidir. (BGH, 53, 6) 48 Gädigk, s. 295.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1