Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

302 Türk Hukuku’nda Devlet İşlemlerine Karşı Başvuru Yollarını Gösterme Yükümlülüğü I. YÜKÜMLÜLÜĞÜN ANAYASAL ÇERÇEVESİ VE KAPSAMI A. TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER AÇISINDAN DEĞERİ VE VARLIK AMACI Devlet işlemlerinde kanun yollarını ve sürelerini belirtme yüküm- lülüğü 1982 Anayasası’nda 3.10.2001 tarihinde, 4709 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile yapılan değişiklikle düzenlenmiştir. İlgili değişikli- ğe göre “ Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mer- cilere başvuracağını ve sürelerini 1 belirtmek zorundadır ” (1982 Anayasa- sı, m.40/2). Bu değişikliğin Anayasa’nın “ Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması ” başlığını taşıyan 40. maddesinde yapılması temel hak ve özgürlükler açısından düzenlemenin önemine işaret etmektedir. Hu- kuk düzeninde devlet aygıtının farklı organ ve mercileri ile işlemleri bulunmaktadır. Bu işlemler karşısından ilgililerin başvuruda bulun- ması hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. İdari usulün bir parçası olan başvuru yollarının belirtilmesi zorunluluğu ile idari usulden beklenen faydaların gerçekleşmesi söz konusu olacaktır. 2 İlgililerin, hukuki sta- tülerini doğrudan veya dolaylı etkileyebilecek her türlü işleme karşı geniş bir koruma alanı sağlaması bakımından ve genel ve kapsayıcı bir ifade olarak başvuru terimi yerindedir. Bu bağlamda devletin “ irade açıklaması ” niteliğinde olabilecek her bir faaliyeti karşısında ilgililere her türlü kolaylığın sağlanması gerekmektedir. Bu kolaylıkların sağ- lanması gerekliliğinin temelinde Devlet (kamusal faaliyeti yürüten) ve kamusal faaliyetin öznesi/idare edilen arasındaki eşitsiz ilişki yatmak- tadır. Üstün olan taraf aynı zamanda işlemi yapan taraf da olacağı için hukuken kamu gücü karşısında zayıf olan tarafın üstün taraf işlemleri- ne karşı pratik ve etkili yollara sahip olması gerekmektedir. Kamusal faaliyetlerin hukuka uygun şekilde yürütülmesi, hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Kamusal makamların talep ile hukuka uygun hareket etmeleri de ancak ilgililerin başvurusu ile mümkündür. Bu nedenle yükümlülük, hak arama hürriyetinin (m.36) bir sonucu- dur. Anayasamızda hak arama hürriyeti 36. madde çerçevesinde yar- gısal yol özelinde düzenlenmektedir: “ Herkes, meşrû vasıta ve yollardan 1 Çalışma içerisinde “kanun yolları, merciler ve sürelerini belirtilme yükümlülüğü” çoğu zaman kısaca “yükümlülük” olarak ifade edilecektir. 2 Zehra Odyakmaz, “İdari Usulden Beklediklerimiz, İdari Usul Kanunu Hazırlığı Uluslararası Sempozyumu”, Bildiriler, Ankara 1998, s. 2.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1