Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

315 TBB Dergisi 2019 (145) Emin KOÇ lama usul kanunlarında ilk derece mahkeme kararlarının hukukilik ve esas açısından denetimi olarak somutlaşsa da sadece usul hukuku te- rimi olarak sınırlı anlaşılamaz. En azından anayasal terimin bu yönde anlaşılmasını zorlayan kısıtlayıcı bir hüküm yoktur. Bu çerçevede ka- musal kararların içeriğinde mutlaka o karara karşı hangi idari ve yar- gısal başvuru yollarına gidilebileceği yolları gösterilmelidir. Özellikle kanun ile zorunlu başvuru yollarının belirlendiği durumlarda yargısal yola başvurabilmek için zorunlu idari başvuru yolunun tüketilmesi gerekir. Aksi halde idari merci tecavüzü oluşacaktır. Ancak bu yü- kümlülüğün öznesi ve kapsamı kamusal işlem ve onun akıbetine göre farklılık gösterebilir. Kamusal işlemin niteliğine göre varsa ilk derece mahkemesinin gösterilmesinin zorunlu olmasının yanında ilk derece mahkemesinin verdiği karara karşı ise kanun yollarının gösterilmesi bir zorunluluk değildir. Çünkü kanun yolları aşamasında yargılama mercii kararın muhatabı acısından eğer varsa bu karara karşı başvu- rulabilecek kanun yollarını belirtme yükümlüğündedir. Bu noktada yargılama makamı genel çerçevesini ortaya koyarak da olsa olağanüs- tü kanun yollarından ve de şartları taşıyorsa anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkından bahsetmelidir. İlgililer üzerinde dolaylı etki yaratabilecek siyasi başvuru (yasama organı eliyle denetim) yolları da mümkündür. 56 Dilekçe hakkı kapsa- mında TBMM’ye karşı yapılacak başvurular bu kapsamdadır. Ancak bu başvuru yolu sonucu doğrudan kişileri etkilemeyeceği için yü- kümlülük kapsamında değerlendirmemek gerekir. 57 Genel İdari Usul Kanun Tasarı’nda “… ilgilinin hangi idarî makam, yargısal merci veya alternatif uyuşmazlık çözüm usullerine başvurabileceğini …” belirtilerek işlemi yapan idareye başvuru ve yargısal yollar haricindeki başvuru- ların da bildirimi yükümlülük kapsamında değerlendirilmiştir. Hatta bu başvuru yollarına kanımızca cezai denetim aracını dahi sokabiliriz. 105,m.148,m.149,m.152,m.159,m.160, 56 İfade etmek gerekir ki başvuruları idari ve yargısal olarak daraltsak da siyasi baş- vuru yolunun önemli bir başvuru mekanizması olduğuna işaret etmek gerekir. Özellikle idarenin hem idari hem de siyasi karakterinin hükûmet denetleme araç- ları ile denetlenmesi, geniş anlamı ile meclis çalışmaları (genel kurul çalışmaları, komisyon faaliyetleri, siyasi grup faaliyetleri…) idarenin denetlenmesi kavramı içerinde yer alacaktır. 1982 Anayasası ile başvuru terimi siyasi denetimi kapsaya- cak şekilde de kullanılmıştır. Örneğin, m.110,m.114. 57 Şanlı Atay, s. 307.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1