Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

359 TBB Dergisi 2019 (145) Memduh OCAK neceği şeklindeki düzenlemeden, böyle bir kısıtlamaya ve zorunlulu- ğa gidilmediği anlaşılmaktadır. Kanuni düzenleme ve uygulamadaki mevcut durum, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki “Karar aleni olarak verilir” ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Kanımızca, davanın deva- mını gerektirecek haklı bir neden olmadığı sürece, en azından duruş- malı yapılan davalarda, kararın duruşma sonunda verilmesi yerinde olacaktır. Duruşmalarda tutanak tutulmadığından, yani tarafların be- yanları zapta geçmediğinden, mahkemenin tarafların haklılığına iliş- kin edindikleri izlenim, karar aşamasının uzun sürmesi durumunda -mevcut iş yoğunluğu da düşünüldüğünde- unutulup gidecektir. Bu nedenle duruşmalı davalarda duruşma sonunda karar verilmesinin ve verilen kararın açıklanmasının duruşmayı daha işlevsel hale ge- tireceğini düşünmekteyiz. Nitekim İtalya, İspanya ve Almanya gibi birçok Avrupa ülkesinde bu şekilde, yani duruşma yapılan hallerde, duruşmanın yargılamanın sonunda yapıldığını ve mahkemece duruş- ma sonunda karar verildiğini görmekteyiz. 28 Bu açıdan mahkemelerin, dilekçe safhası tamamlandıktan, davaya ilişkin gerekli tüm bilgi ve belgeleri temin ettikten, yani dosya tekâmül ettikten sonra duruşma safhasına geçmeleri 29 ve duruşma sonunda verdikleri kararı açıklama- ları adil yargılanma hakkı açısından yerinde olacaktır. C) Duruşmanın İstenebileceği Safhaların Sınırlı Oluşu Mevcut idari yargı sistemimizde taraflar yargılamanın her aşa- masında duruşma talebinde bulunamamakta, yalnızca kanunda gös- terilen safhalarda duruşma talebinde bulunulabilmektedirler. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin 3. fıkrasında duruşma talebinin dava dilekçesi ile cevap ve savunmalarda yapılabileceği dü- zenlenmiştir. 30 Yani davacı, dava dilekçesi ile cevaba cevap dilekçele- rinde, davalı ise cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde duruşma talep edebileceklerdir. 31 Bu safhalar sonrası yapılan duruşma talepleri bu hüküm uyarınca reddedilmektedir. 32 Duruşma talebine ilişkin olarak 28 Akıncı, a.g.m., s.130-134. 29 Turan Yıldırım, İdari Yargı, Beta Yayınevi, 2.Baskı, İstanbul 2010, s. 497. 30 İYUK 17/3.md. “Duruşma talebi, dava dilekçesi ile cevap ve savunmalarda yapı- labilir” 31 A. Şeref Gözübüyük, Turgut Tan, İdare Hukuku, Turhan kitabevi, 4.Baskı, Anka- ra 2010, C 2, s 1110. 32 Danıştay 3. Daire, 26.02.2010 tarih, E.2008/892, K.2010/563 . https://www.cor-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1