Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı
403 TBB Dergisi 2019 (145) Sera REYHANİ YÜKSEL II. Türk Medeni Kanunu Bakımından Kadın-Erkek Eşitliği Bağlamında Değerlendirilecek Kimi Düzenlemeler Türk Medeni Kanunu getirdiği düzenlemeler itibariyle, değişme- si gerekli birkaç husus dışında, yasal düzlemde kadın erkek eşitliğini sağlamış görünmektedir. Ancak özellikle evlenme yaşı, eşlerin meslek ve işi, ortak konutun seçimi, velayet hakkının kullanılması gibi ko- nularda uygulama kadının aleyhinedir. Bu nedenle kanuni düzenle- menin nasıl olduğu dışında uygulamanın ne yönde olduğu ayrıca ele alınıp irdelenmelidir. Sadece kadın için var olan “bekleme süresi” ise kadın-erkek eşitliğini bozan bir düzenleme olarak hala varlığını sür- dürmektedir. Aşağıda sırasıyla tüm bu meselelere hem yasal yönüyle hem toplumsal bakış açısıyla yer verilecektir. A. Evlenme Yaşı Bir bireyin soyut düşünceyi de kapsayacak şekilde düşünebilme- si, karar verebilmesi ve sorumluluğunu da üstlenerek yaşayabilmesi fiziksel, ruhsal ve zihinsel olarak belirli bir olgunluğa erişmeyi ge- rektirir. Bu da fizyolojik olarak on sekiz yaşına kadar devam eden bir sürece karşılık gelmektedir. 21 Evlenmenin de, niteliği gereği belli bir bedeni olgunluk yanında zihinsel ve ruhsal olgunluğu gerektirdiği ve her ülkenin kendi özelliklerini de göz önünde bulundurarak evlenme bakımından yaş kriterleri getirdiği görülmektedir. Kanunun evlenme için belirlediği yaşa evlenme erginliği denilmektedir. 22 TMK m. 124 uyarınca, “Erkek veya kadın on yedi yaşını doldurmadıkça evlenemez. /Ancak, hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple 23 21 Hilal Özcebe/Burcu Biçer Küçük, “Önemli Bir Kız Çocuk ve Kadın Sorunu: Çocuk Evlilikler”, Türk Pediatri Arşivi Dergisi , İstanbul 2013, 48(2), s. 86-87. 22 Dural/Öğüz/Gümüş, s. 49; Ahmet M. Kılıçoğlu, Aile Hukuku, Ankara 2017, s. 37. 23 Olağanüstü durumu ve pek önemli sebebi hâkim takdir edecektir. Mesela evlene- cek olan kızın kaçmış olması, hamile kalması ya da kendisine bakacak kimsenin olmaması gibi durumların mevcut olması gerekir, yoksa böyle bir durum yok- ken tek başına evlenmek istenilmesi, evlenmeye izin vermek için yeterli değildir, bkz. Mehmet Erdem, Aile Hukuku, Ankara 2018, s. 50; “Evlenmesine izin iste- nen Çiğdem 03.04.1987 doğumlu olup vesayet altındadır. Akrabaları tarafından bakılmakta, düzenli bir aile yaşamı bulunmamaktadır. Bu durum Türk Medeni Kanunu’nun düzenlediği 124/2 maddesine uygun pek önemli bir sebeptir. Dava- cı bir an önce evlenerek başkalarının yardımına bağımlı olmaktan kurtulacaktır. Evlenmeye ehliyet koşulları bu şekilde gerçekleştiğinden davanın kabulü gerekir- ken reddi ve yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.” Yarg. 2. HD
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1