Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

439 TBB Dergisi 2019 (145) Meltem ERTUĞRUL / Gülşah YILMAZ olduğundan bu kısmın ivazsız intikal olarak vergilendirilmesi gerekti- ği kabul edilmektir. 61 Bu konuyla ilgili vergi uygulaması, Maliye Bakanlığı Gelir İda- resi Başkanlığının 31.08.2007 tarihli Veraset ve Intikal Vergisi Kanu- nu-3/2007-1 sayılı sirkülerine göre yapılmaktadır. Bu sirkulerin ko- nusunu birikimli, birikimsiz ve karma sigorta policeleri kapsamında sigortalının olumu uzerine kanuni mirascılarına veya police lehtarları- na yapılacak odemelerle Veraset ve Intikal Vergisi Kanunu’nun 17’nci maddesi kapsamındaki sigorta tazminatlarının veraset ve intikal ver- gisi yonunden nasıl değerlendirileceği hususu oluşturmaktadır. Sir- külere göre hayat sigorta poliçesine istinaden sigortalının ecelen vefat etmesi sonucu mirascılarına sigorta sirketince yapılan vefat tazminatı odemelerinin, terekeye dahil edilerek veraset ve intikal vergisine tabi tutulması gerekir. Sigorta akdinde mirascı olmayan ücncu bir sahıs lehtar olarak gosterilmis ise bu takdirde lehtara odenecek miktarın tamamı ivazsız iktisap olarak vergiye tabi olacaktır. 62 Mirasın red- 61 Karakoç, s. 58. Danıştay da aynı yönde bir karar vermiştir. İlgili karar şu şekil- dedir: “7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde, Türki- ye Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye’de bulunan malların veraset tarikiyle veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer bir şahsa intikali veraset ve intikal vergisine tabidir, denilmekte ve 2. maddesinin (c) fıkrasında veraset tabirinin miras, vasiyet ve miras mukave- lesi gibi ölüme bağlı tasarrufları; (d) fıkrasında da ivazsız intikal tabirinin; hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda olan ivazsız iktisapları ifade edeceği hükmü yer almış; Medeni Kanun’un 456. maddesinde de, müteveffa tarafından, vefatı halin- de ödenmek üzere kendi namına ve üçüncü şahıs lehine akdedilen sigortaların ancak, vefat anındaki iştira (satın alma) kıymetleri ile terekeye dâhil olacağı açık- lanmıştır. Buna göre; ölüme bağlı hayat sigortasından alınan tazminat bedelleri- nin, vefat anına kadar ödenmiş olan primler tutarındaki kısmının terekeye dâhil sayılacağı; bunun dışında kalan kısmın ise, ivazsız intikal olarak vergilendirilece- ği açık bulunduğundan; aksine verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir, Diğer taraftan; olayda, söz konusu tazminatın iştira bedelini aşan kısmının Mede- ni Kanun’un 456. maddesi uyarınca sigorta şirketince mirasçılara yapılan bir ba- ğış olduğundan bahisle Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 16. maddesinin 3. sütununa göre vergi tahakkuk ettirilmişse de, akrabalık bağı mirasçılar ile sigorta şirketi arasında değil, muris arasında aranılması gerektiğinden murisin kızına ait verginin, anılan kanunun 4. maddesinin (d) fıkrasındaki ivazsız suretle vaki in- tikaller için belirlenen istisna miktarı düşüldükten sonra 16. maddeye ekli 1 inci sütuna göre hesaplanması zorunlu görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, temyiz is- teminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, 12.10.1998 gününde oybirliği ile karar verildi”. Danıştay 7. D., 12.10.1998 T., 1997/2974 E., 1998/3246 K. (www. sinerjimevzuat.com.tr). 62 İlgili sirkülere bu adresten ulaşılabilir: http://www.gib.gov.tr/node/86915 (Eri- şim Tarihi, 16.03.2019).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1