Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

463 TBB Dergisi 2019 (145) Halil YILMAZ kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. 35 Yüksek mahkemenin burada iki ölçü üzerinden hareket ettiği görülmektedir. Birincisi öde- melerin içerik ve niteliği, ikincisi ise bu ödemelerin bir defalık mı oldu- ğu yoksa süreklilik gösterip göstermediğidir. 36 Sürekliliği olan bir öde- me, prime esas kazanç kapsamında sayılacaktır. Diğer taraftan isimsiz (örneğin ‘diğer’ adı altında yapılan) ödemelerin kaç sigortalıya, hangi süreyle ve ne miktarda yapıldığı, maktu ve düzenli ödeme niteliğinde olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmelidir. 37 C. İdare veya Yargı Mercilerince Verilen Karar Gereğince Sigortalılara Yapılan Ödemeler Prime esas kazanç açısından önemli bir ödeme biçimi de, idare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince sigortalılara o ay için- de yapılan ödemelerdir. Prim alınması için, söz konusu yargı kararının kesinleşmiş olması gerekecektir. Kararın kesinleşmesinden önce işve- rence ödeme yapılmasına bir engel bulunmamaktadır. Kanunda, idare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince sigortalılara yapılan ödemeler konusunda, özel olarak herhangi bir kazanç türünden söz edilmemektedir. Bu nedenle, sigortalılara yapılan bu tür ödemeler ka- nunda belirtilen ücret türlerinden ve eklerinden (m. 80/1-a ve b) fark- sızdır. 38 Fark, önceki bentlerdeki ödemelerin işverence rızai ödemeler olmasına karşılık, burada belirtilen ödemelerin yönetim ve yargı mer- cilerinin kararıyla yapılmış olmasıdır. Yargı merciinin kararı gereği yapılan ödemeler, ödendikleri ayın prim matrahına dâhil edilerek prim hesabında göz önünde tutulur. Bu yargı kararının hangi yargı merci tarafından verilmiş olması konu- sunda bir ayrım yapılmamıştır. Bu karar, adli ya da idari yargı kararı olabilir. İdare ya da yargı mercilerince verilen kararların sadece tespit hükmü içermesi halinde infazı mümkün olmayacağından, işverenin böyle bir karara istinaden yaptığı ödeme ancak rızai ödeme sayılır. Ka- nunun amacı, idare veya yargı merci kararının zorlama yoluyla infaz kabiliyetini (eda hükmünü) haiz olmasıdır. Keza, dava devam ederken 35 Y 21. HD’nin 05.02.2007 tarih, 2006/4180-1193 sayılı kararı (UYAP). 36 Y 10. HD’nin 25.03.2014 tarih, 2014/1398-6794 sayılı ve 17.7.2012 tarih, 2010/3459- 14013 sayılı kararı (UYAP). 37 Y 10. HD’nin 15.7.2008 tarih, 2008/9839-10566 sayılı kararı(UYAP). 38 Saracel, s. 21.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1