Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

48 Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Çerçevesinde Suç ve Cezaların Kanuniliği İlkesi Sonuç Suç ve cezaların kanuniliği ilkesi, Endüstri Devrimi neticesinde tü- reyen yeni orta sınıfın baskısı ve liberalizm düşüncesinin yayılmasıyla ortaya çıkmıştır. Günümüzde insanlığın ortak değeri olarak kabul gören ilke, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün hayata geçirilmesinde kritik bir önem arz etmektedir. Çok sayıda uluslararası anlaşmada yer verilen suç ve cezaların kanuniliği ilkesi AİHS’de de güvence altına alınmıştır. AİHM, insan onurunun değişen şartlar dolayısıyla ortaya çıkan tehditle- re karşı korunması amacıyla Sözleşme’yi “yaşayan bir doküman” olarak değerlendirmektedir. Bu nedenle AİHS madde 7’nin kapsamı giderek genişlemiştir. Ayrıca, olağanüstü halde askıya alınamayan suç ve cezala- rın kanuniliği ilkesinin mutlak bir hak olduğu ve jus cogens vasfına haiz olduğu öne sürülmüştür. Netice itibarıyla, suç ve cezaların kanuniliği ilkesi uzun mücadeleler ve insanlık dramları sonucunda kazanılmış ev- rensel çapta kabul gören bir insan hakkı olmanın yanı sıra modern ceza hukukunun temel yapı taşlarından birisi görünümündedir. Suç ve cezaların kanuniliği ilkesi sayesinde cezaya tabi fiiller ve bunlara getirilen cezalar belirlenir ve yurttaşların bilgisine sunulur. Böylece özgür iradeli birey neyin suç olduğunu öğrenip davranışlarını ona göre ayarlayabilir. Avrupa Mahkemesi’ne göre bir hükmün ya da cezanın uygulamaya konması için onun yasal bir dayanağı olmalıdır. Buna ek olarak hukukun (AİHM’nin deyimiyle ulusal mahkemelerin yorumladığı şekliyle yürürlükteki mevzuatın) ulaşılabilir ve öngörüle- bilir olması gereklidir. AİHM suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin ih- lal edildiği iddiasını taşıyan başvurularda hukukun ulaşılabilirliğini ve öngörülebilirliğini dikkatle incelemektedir. Strazburg Mahkemesi suç ve cezaların kanuniliği ilkesiyle ilintili; suçlu bulunma, suç, hu- kuk ve ceza kavramlarını da kendine has şekilde ve özgün kriterleri çerçevesinde (örneğin Engel kriteri) yorumlamaktadır. Mahkemenin görüşüne göre madde 7 yalnızca aleyhteki ceza kanunlarının geriye yürümesini yasaklamaz aynı zamanda lehteki ceza kanununun geri- ye yürümesini de zorunlu kılar. Diğer yandan, işlendiği zaman ulusal veya uluslararası hukukta suç olarak değerlendirilen hareketlerin uy- gulanmasına müsamaha gösteren devlet uygulamaları faillerinin ha- lef devletlerce yargılanması Sözleşme ile uyumludur. Suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlali iddiasıyla önüne çok sa- yıda başvuru gelmemesine karşın AİHM’nin AİHS madde 7’nin kap- samını genişleten ilerici yorumunun insan haklarının korunmasına katkı sunduğu öne sürülebilir. Örneğin olay bazında yaptığı değerlen-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1