Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

500 İstanbul Barosu Seçimlerinin Çekişmeli Tarihine Bir Bakış: Mesleğin Siyaseti, Mesleğin Kimliği bağlamda makale, rejim savunuculuğunu, salt mesleğin Cumhuriyet eliyle kurulmuş olmaktan ötürü yüklendiği tarihsel bir rol olarak de- ğil, İstanbul Barosu ’nun bir meslek örgütü olarak siyaset ile ilişkisini meşrulaştırabilen stratejik bir kimlik olarak da düşünmeye davet e t- mektedir. Bu şekilde ç alışma, öncelikli olarak b u kimliğin İstanbul Barosu’nun siyasi tarihinde hangi mücadelelerde ve kimler tarafından kullanıldığına bakarak, Türkiye’de avukatlık ideolojisinin yapıtaşları- nın ve değişen çehresinin inceleneceği daha kapsamlı bir araştırmanın da başlangıcı olmayı hedeflemektedir. Çok Partili Dönemde Baro içi Siyasi Mücadeleler Genel olarak avukatlık mesleğinin tek partili dönem boyunca, za- man zaman ortaya çıkan sürtüşmeler dışında, devlet ile olan ideolojik örtüşmesinin lineer bir çizgide ilerlediği söylenebilir. Rejimin partisi- nin sadece yasamaya değil, yürütme ve yargıya da hâkim olduğu bu dönemde, devlet yeknesak biçimde kurucu ideolojiyi temsil etmekte- dir. Oysa 1950’li yıllardan itibaren, devlet ile parti arasındaki mutlak ortaklığın son bulmasıyla, meslek de kendisini Demokrat Parti (DP) hükümeti karşısında belki daha da güçlü biçimde rejim savunuculuğu üzerinden tanımlamıştır. Bu dönemde, siyasi yelpazede merkezin sa- ğında yer alan yeni hükümetin ve özellikle de Adnan Menderes’in yar- gıya yönelik rejimmuhafızlığı suçlamaları ve yargıdaki tasfiyeler, avu- katları DP hükümetine karşı yargı ile dayanışmaya itmiştir. Özman bu dayanışmayı, Kemalist rejimin Cumhuriyet’i ve devrimleri elbirliğiyle koruyacak bir hukuk alanı yaratmadaki başarısı olarak okumamız ge- rektiğini öne sürer. 11 Diğer yandan bu dönem, 1961 Anayasası’nın ya- rattığı görece özgürlükçü siyasi hava ve 1969 yılında çıkan yeni Avu- katlık Kanunu’nun da etkisiyle meslek üzerindeki devlet vesayetinin bir nebze azaldığı da bir dönemdir. Nitekim yeni Kanun ile özellik- le de Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) bir üst meslek örgütü olarak kurulması neticesinde, Adalet Bakanlığı’nın mesleği düzenlemesine imkân tanıyan bazı yetkileri -ruhsat düzenleme yetkisi gibi- bu yeni örgüte geçmiştir. Bu yeni dönem Türkiye’de devletçi bir korporatizmin de hüküm 11 Aylin Özman, “The State and Bar Associations in Turkey: A Study in Interest-Gro- up Politics”, Yayımlanmamış doktora tezi, Bilkent Universitesi, 1995, s. 140.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1