Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

516 İstanbul Barosu Seçimlerinin Çekişmeli Tarihine Bir Bakış: Mesleğin Siyaseti, Mesleğin Kimliği çarpar. Kendini tarihsel olarak devlet ve resmi ideoloji ekseninde ko- numlandırmış bir mesleğin ve örgütün, söylemlerinde giderek artan bir şekilde toplum ile arasındaki ilişkiye vurgu yapması da üzerinde ayrıca düşünülmesi gereken bir değişimdir. Ancak bu söylemlerde öne çıkarılan avukatlığın bir kamu hizmeti olmasından ötürü üstlen- diği toplumsal rol değildir. Bir diğer deyişle, İstanbul Barosu yönetim- leri mesleğin topluma karşı olan sorumluluğunu da sundukları kamu hizmetinin niteliği ya da erişilebilirliği gibi meseleler üzerinden değil, yine mesleğin tarihsel olarak üstlendiği ideolojik misyona referansla anlatırlar. 60 Esasen belki de yakın dönemde İstanbul Barosu’nun görü- nür bir biçimde kendini toplumdan yana konumlandırma çabası, dev- leti yöneten iktidardan ve ideolojisinden giderek uzaklaşmış olması ile açıklanabilir. Yargının, bürokrasinin, idarenin ve hatta ordunun belli bir siyasi gücün egemenliğinde olduğu bir konjonktürde belki de rejimi devlet üzerinden savunmanın da fazla bir anlamı kalmamıştır. Bu bağlamda, rejim savunuculuğu halen stratejik bir kimlik olarak iş- levselliğini korur; ancak bu sefer Baro bu rolü devletin değil toplu- mun koruyuculuğu, kurtarıcılığı üzerinden üstlenmiş görünmektedir. Daha doğrusu, İstanbul Barosu bu sefer rejim savunuculuğunu toplu- mun kendisinden beklediği ve hatta başka kimseden artık talep ede- meyeceği bir görev olarak addeder. Her şekilde, toplumsal, siyasi ve hukuk alanları arasındaki sınır- ların avukatlık mesleği ve örgütlenmesi içinde nasıl tartışıldığı, bu sı- nırların hangi mücadeleler üzerinden şekillendiği ve bu mücadelelerin mesleğin kimliğine dair neler ortaya koyduğu ampirik bir soru olma- 60 Nitekim adli yardım ve pro bono gibi esasen mesleki çıkarlardan ziyade kamu yararını gözeten uygulamalarda, İstanbul Barosunun şimdiye kadar toplum ek- senli bir tavır sergilediğini söylemek de güçtür. Bkz. İdil Elveriş, Adalete Erişim- de Yeni Bir Yol: Pro Bono, Mesleki Sorumluluk Olarak Ücretsiz Hukuki Hizmet, TESEV Yayınları, İstanbul, 2015. Örneğin, ceza davalarında adli yardım 1992 yılında özellikle de işkence ve kötü muamele iddialarına yanıt olarak getirilmiş siyasi bir hamledir ve meslek örgütleriyle hükümet arasındaki konuya ilişkin tar- tışmalarda ağırlıklı olarak avukatların adli yardım sistemiyle ilgili sıkıntıları öne çıkar. İdil Elveriş, Galma Jahic ve Seda Kalem, Mahkemede Tek Başına: İstanbul Mahkemelerinde Müdafiliğin Erişilebilirliği ve Etkisi/ Alone in the Courtroom: Accessibility and Impact of Criminal Legal Aid in Istanbul Courts, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2007. Benzer şekilde pro bono avukatlık hizme- ti ücretsiz bir hizmet olmasından ötürü İstanbul Barosu tarafından uzun zaman haksız rekabet yarattığı iddiasıyla eleştirilir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1