Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

68 2017 Tarihli Anayasa Değişikliği Sonrasında Yasama - Yürütme İlişkileri görülmesi mümkündür. Ancak, bu dengeyi olumsuz yönde etkileye- bilecek ve yürütmeyi yasama karşısında güçlendirebilecek bir ayrın- tıya da dikkat çekmek gerekmektedir. Yeni sistem uyarınca, TBMM seçimlerin yenilenmesi kararı, ancak Meclis üye tamsayısının 3/5’nin oyuyla (360 Milletvekili) alınabilmektedir. Oysaki Cumhurbaşkanı’nın seçimlerin yenilenmesi kararını alması için herhangi bir şart bulunma- maktadır. Dolayısıyla, TBMM’nin olası bir siyasî krizi çözmek amacıy- la bir erken seçim kararı alabilmesi ve hem yasama hem yürütmenin yenilenmesini sağlayacak bir hamle yapması, Cumhurbaşkanı’nın bu hamleyi yapmasından çok daha zordur. Bu durumda, Cumhurbaşka- nı, gerçekten seçimlerin yenilenmesine karar vermeyecek dahi olsa, bu olasılığı TBMM’ye hissettirerek bir üstünlük sağlayabilir. Böyle bir olasılık gerçekleştiğindeyse, söz konusu düzenlemenin sağlıklı bir denetleme ve dengeleme mekanizması kurmak ve sistem içinde kriz çözücü bir rol oynamak yerine, yeni sorunlara yol açan bir düzenleme haline geleceği kuşkusuzdur. Yeni sistemde TBMM’nin “bilgi edinme ve denetim yolları” konu- sunda da bazı değişiklikler yapılmış bulunmaktadır. Bu değişikliklerin bazıları, getirilen sistemin doğasına uygun düzenlemeler olarak kabul edilebilirse de, diğer bazı düzenlemelerin anayasal denge-denetleme ilişkilerinin “olması gereken” standartlarından çok uzak olduğunu ifa- de etmek gerekmektedir. Bu kapsamda öncelikle değinilmesi gereken husus, Anayasa’nın mülga 99. maddesinde yer alan “Gensoru” kurumunun anayasal mi- mari içinden bütün olarak çıkarılmış olmasıdır. Bilindiği üzere gen- soru, tek tek Bakanlar’ın veya Bakanlar Kurulunun ve Parlamento’ya karşı olan bireysel veya kolektif siyasî sorumluluklarını harekete ge- çirmenin temel aracı olup; parlamenter hükümet sisteminin ayırt edici unsurlarından biri olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda yürütme organın başı olan Cumhurbaşkanı’nın doğrudan halk tarafından seçil- diği (ve dolayısıyla yasama organının içinden çıkmadığı) ve bakanların da kural olarak Meclis dışından ve Meclis’in onayı olmadan atandığı bir sistemde, gensoru kurumunun yürürlükten kaldırılmış olmasında şaşırtıcı bir yön olmasa gerektir. Nitekim bu yeni sistemde artık bir “Bakanlar Kurulu”ndan söz edilemeyeceği gibi, “Başbakanlık” kuru- mu da tümüyle kaldırılmış bulunmaktadır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1