Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

69 TBB Dergisi 2019 (145) Levent GÖNENÇ / Ali Ersoy KONTACI Bununla birlikte, Anayasa’nın (değişik) 98. maddesinde yer alan ve halen anayasal sistem içinde varlıklarını sürdüren anayasal dene- tim araçlarının bazılarının tasarımında, hükümet sistemi değişikliğiyle de açıklanması mümkün görünmeyen ciddi bazı sorunların bulundu- ğu göze çarpmaktadır. Bu bağlamda “soru” kurumuna bakıldığında; “Yazılı soru, yazılı olarak en geç on beş gün içinde cevaplanmak üzere milletvekillerinin, Cum- hurbaşkanı yardımcıları ve bakanlara yazılı olarak soru sormalarından iba- rettir” düzenlemesinin getirildiği görülmektedir (AY. m. 98/5). Bu bağlamda öncelikle milletvekillerinin muhataplarına “sözlü olarak cevaplanmak üzere” soru sormaları imkânının tamamen kaldırıldığı gözlemlenmektedir. Dahası, eskiden “Bakanlar Kurulu adına (…) cevap- lanmak üzere Başbakan veya bakanlardan…” bilgi istenmesi şeklinde dü- zenlen “soru”, şimdi yalnızca “...Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanla- ra…” yöneltilebilmektedir. Bu durumunsa, kamu hukukunda yetki ve sorumluluğun paralel olması gerektiği yönündeki ilkeye açıkça aykırı bir durum teşkil ettiğini belirtmek gerekmektedir. Zira önceki sistem- de soruların Cumhurbaşkanı’na değil de Başbakan veya Bakanlar’a yöneltiliyor oluşu; söz konusu makamların, yürütmenin “etkin” kana- dını oluşturması ve dolayısıyla da siyasî kararların alınması ve uygu- lanması konusunda gerçek yetkili birimler olmalarının bir sonucu ola- rak benimsenmişti. Buna karşılık, eski sistemde Cumhurbaşkanı, kural olarak yetkisiz ve sorumsuz bir durumda bulunduğu ve yine kural olarak bütün işlemleri ilgili Bakan ve Başbakan tarafından imzalandığı için (“karşı imza”), bu işlemlerin sorumluluğu da hükümet tarafından üstlenilmekte ve Cumhurbaşkanı’na Meclis’te ayrıca ve doğrudan bir soru yöneltilmesine gerek kalmamaktaydı. Aynı mantığın gereği olarak, yeni sistemdeki “tek kanatlı” yürütme organı aslen Cumhurbaşkanı’ndan oluştuğu ve Cumhurbaşkanı’nın yürütme yetkisini tek başına kullanmaya yetkilendirilmiş olduğu dü- şünüldüğünde, TBMM’de sorulacak soruların doğal muhatabının da Cumhurbaşkanı olması gerekecektir. Ne var ki, yukarıda da işaret edildiği üzere, yeni düzenlemede soru kurumunun muhatabı; sayısı, nitelikleri ve atanma ölçütleri tümüyle belirsiz olan Cumhurbaşkanı Yardımcısı/Yardımcıları ile aslen hiçbir bağımsız siyasî iradesi olma- yan Bakanlar olarak belirlenmiş bulunmaktadır. Bu tercihinse, bir ana- yasal denetim aracı olarak “soru” kurumunun ruhuna ve işlevineyse uygun düşmediği açıktır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1