Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

71 TBB Dergisi 2019 (145) Levent GÖNENÇ / Ali Ersoy KONTACI bütçe kanunu kabul edilinceye kadar bir önceki yılın bütçesi yeniden değer- leme oranına göre artırılarak uygulanır” (AY. m. 161). Bu düzenlemenin, TBMM çoğunluğunun bütçeyi reddederek veya bu konuda hareketsiz kalarak Cumhurbaşkanı’nın elini kolunu bağlamasını engellemek için getirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekten bu düzenleme sayesinde Cumhurbaşkanı, “TBMM’ye rağmen”, önceki yılın bütçesiyle icraatını sürdürebilecektir. Bununla birlikte, 2017 değişikliğiyle “kesin hesap kanunu” için benzer bir düzenleme yapılmamıştır. Değişikliğe göre; “Kesin hesap kanunu teklifi, yeni yıl bütçe kanunu teklifiyle birlikte görü- şülür ve karara bağlanır” (AY. m. 161). Dolayısıyla, TBMM önceki yılın bütçesine ait kesin hesap kanununu kabul etmediği takdirde, önce- ki yılın bütçesinin yeniden değerlemeyle kullanılmaya devam edilip edilmeyeceği tartışma konusudur. Bu kapsamda ayrıca, ilkesel bir sorunun varlığına da dikkat çek- mek lazımdır. Zira bütçe üzerindeki kontrol yetkisi, tarihsel olarak parlamentoculuğun ortaya çıkışındaki en önemli dinamiklerden biri olarak görülmektedir. Benzer şekilde, günümüzde de devlet bütçe- sinin parlamentonun koyduğu sınırlamalara tâbi ve parlamenter de- netime açık olması, halkın kamu kaynakları üzerindeki demokratik kontrolünün önemli bir aracı olarak görülmektedir. Bu bağlamda, söz konusu kontrolün zayıflatılmasının kamu malî disiplini yönünden doğurabileceği muhtemel sakıncalar bir yana; söz konusu tercihin, çağdaş demokrasi teorisi açısından da açıklanması son derece güç bir manzara ortaya koyduğunu ifade etmek gerekmektedir. c. Cumhurbaşkanı’nın Cezai Sorumluluğu 2017 anayasa değişiklikleri kapsamında Cumhurbaşkanı’nın ce- zai sorumluluğu da eski sistemden farklı biçimde kaleme alınmıştır. Öncelikle yeni sistem uyarınca; Cumhurbaşkanı eskiden olduğu gibi sadece “vatana ihanet” suçundan değil, görevdeyken işlediği her tür- lü suçtan sorumlu tutulabilecektir. Bu, geçmişte Cumhurbaşkanı’nın sorumluluğuna ilişkin yapılan tartışmalara açıklık getirmesi açısından olumlu bir düzenlemedir. Bununla birlikte, Cumhurbaşkanı’nın Yüce Divan’da yargılanabilmesi için tasarlanan süreç, bu hukukî yolun iş- letilmesini neredeyse imkânsız kılmaktadır. Buna göre, görevdeyken bir suç işleyen bir Cumhurbaşkanı hakkında, ancak TBMM üye tam- sayısının salt çoğunluğunun (301 Milletvekili) vereceği bir önergeyle

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1