Türkiye Barolar Birliği Dergisi 145.Sayı

83 TBB Dergisi 2019 (145) Nabi ÖZALP yararına açıldığına göre, bundan da bir bireyin zarar görmesi halin- de, bu zararın, koruma tedbirini uygulayan tarafından değil, toplum/ devlet tarafından karşılanması gerekir. 4 Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “ Özgürlük ve Güvenlik Hak- kı ” başlığı altında 5. maddesinin 1, 2, 3 ve 4. fıkralarında, kişi özgürlü- ğünün hangi hallerde ve nasıl kısıtlanabileceği düzenlenmiştir. Mad- denin son fıkrasında ise, “ Bu madde hükümlerine aykırı olarak yapılmış bir yakalama veya tutuklu kalma işleminin mağduru olan herkesin tazminat istemeye hakkı vardır ” ifadesine yer vermek suretiyle sözleşmede belir- lenen esaslara aykırı olarak gerçekleştirilen bir yakalama veya tutuk- lama işleminden dolayı zarar görenlerin tazminat talep edebileceği öngörülmüştür. Türk hukuk sisteminde koruma tedbirleri nedeniyle tazminat ko- nusunda ilk esaslı çalışma 1956 yılında İzmir milletvekili Ali Sebük tarafından yapılan kanun teklifidir. 5 Bu teklif o zaman Adalet Komis- yonu tarafından ülke ihtiyaçlarına uygun olmadığı gerekçesiyle ret edilmiştir. 6 Bilahare koruma tedbirleri nedeniyle tazminat ödenmesi “ haksız ve hukuka aykırı yakalama ve tutuklama” koruma tedbirleri ile sı- nırlı olarak 1961 Anayasa’sının 30. maddesinde yer almıştır. Bu madde de yakalama ve tutuklamanın hangi hallerde söz konusu olacağı açık- landıktan sonra maddenin son fıkrasında; “ Bu esaslar dışında işleme tabi tutulan kimselerin uğrayacakları her türlü zararlar, kanuna göre, devletçe ödenir” hükmüne yer verilmiştir. Anayasa’da yer alan bu düzenleme doğrultusunda, 07.05.1964 tarih ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkındaki Kanun kabul edilmiştir. Haksız yakalanan ve tutuklanan kimselere tazminat ödenmesine ilişkin düzenlemeye 1982 Anayasası’nda da yer verilmiş ve 19. maddesinde yakalama ve tutuklama koşullarına işaret edildik- ten sonra maddenin son fıkrasında, “ Bu esaslar dışında bir işleme tabi tutulan kişilerin uğradıkları zarar kanuna göre, devletçe ödenir ” hükmü- ne yer verilmiştir. Anılan hüküm bu kez 17.10.2001 tarih 4709 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile “ bu esaslar dışında bir işleme tabi tutulan kişile- 4 Alacakaptan, s. 207; Nurullah Kunter/Feridun Yenisey/Ayşe Nuhoğlu, Muhake- me Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, İstanbul 2007, s.1072; Vahit Bıçak, Suç Muhakemesi Hukuku, Ankara 2013,s.746. 5 Kanun teklifinin metni için bkz., Hakeri, s. 26. 6 Alacakaptan, s.199; Hakeri, s.26.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1