Türkiye Barolar Birliği Dergisi 146.Sayı

101 TBB Dergisi 2020 (146) Osman Korkut KANADOĞLU Mahkeme, gerçek durumu yansıtmayan ve sert bir dil içeren yargıya yönelik ifadelerin, avukatlardan beklenen mahkemelerin saygınlığına katkıda bulunma sorumluluğu ile bağdaşmayacağını ifade etmiştir. 65 Fuchs v. Almanya kararı ise bilgisayarına çocuk pornografisi in- dirmekle suçlanan müvekkili duruşma sırasında savunurken, mahke- me önünde bilirkişiye yönelik kişisel yorumların / hakaretlerin ifade özgürlüğü kapsamında korunamayacağına ilişkindir. Bilirkişinin suç duyurusunda bulunması ile para cezası alan avukat, ayrıca olayla il- gili olarak mesleğine ait yükümlülüğü (mesleğine yönelik güvene la- yık olmak) yerine getirmemesinden dolayı disiplin cezası da almıştır. AİHM, cezaların yasaya dayandığını, bilirkişilerin itibarını ve hakla- rını korumak gibi meşru bir temeli olduğunu ve demokratik bir top- lumda gerekli olduğunu ifade etmiştir. Avukatın yargılama sırasında müvekkilinin çıkarlarını savunmasının, bilirkişinin delilleri bilerek bozduğunu ima etmesine izin vermeyeceğini, rahatsız edici ifadelerin objektif eleştiriyi içermediğini ve genellikle bilirkişinin çalışmalarını küçümseme ve bilirkişi incelemelerinin faydasız olduğunu ifade etme amacı taşıdığını saptayan Mahkeme, görevlerini başarılı şekilde yeri- ne getiren bilirkişilerin, gereksiz rahatsızlıklardan arındırılmış şekilde görevlerini yerine getirmeleri gerektiğine önem vererek; onları küfür- lü sözlü saldırıdan korumak gerektiği, disiplin cezaları da dahil olmak üzere, cezaların orantılı olduğu sonucuna varmıştır. 66 Benzer bir başvuruda, mahkeme hakimini, davranışından dolayı Yüksek Yargı Kurulu’na şikâyet eden başvurucu, şikâyet içeriğini ço- ğaltarak aynı mahkemenin diğer hakimlerine mektupla göndermiştir. Burada, hâkimin vermiş olduğu birtakım kararlar hakkında bilgiye yer verilirken, diğer kısımda hakimler için kabul edilemez bulduğu davranışlar betimlenmektedir; kasten / ağır ihmalle kötülük yapma. AİHM, başvurucu tarafından yapılan ilk eleştiriyi (hâkimin haksız ve keyfi karar vermesi), karar verilen davalardan birisinde taraf vekili olarak yer aldığı için gerçeklere dayanan değer yargıları oluşturması nedeniyle aşırı olarak değerlendirmemiştir. Hakimin önyargılı olduğu ve isteyerek kötüniyet / ağır ihmal gösterdiğine ilişkin ikinci eleştiri bakımından AİHM, başvurucunun şikayet ettiği kararlarda kötülük 65 Schöpfer v. İsviçre, B. No: 56/1997/840/1046, 20.05.1998. 66 Fuchs v. Almanya, B. No: 29222/11 ve 64345/11, 27.01.2015.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1