Türkiye Barolar Birliği Dergisi 146.Sayı
114 Barolar ve Avukatların Meslek Özgürlükleri stajyer listesinden çıkartılmıştır. Baro, süreci ve işlenen suçun niteliği- ni göz önüne alarak, yüksek ahlaki karaktere sahip olmadığı gerekçe- siyle talebi reddetmiştir. AİHM ise bu müdahalenin meşru bir amacı olduğunu ve demokratik bir toplumda gerekli olduğunu ifade etmiş- tir. Mahkeme’ye göre, avukatlar adalet işleyişinde en önemli rolü oy- namaktadır. Bu rol, ihtiyatlı, dürüst, onurlu olmayı gerektiren mesleki davranışları ile ilgili olarak bir dizi görev ve kısıtlama gerektirmektedir. Diğer başvurucu ise avukat olarak baroya kabul edilmiş, fakat sonrasında adli yardım sistemini yanıltmaktan mahkûm olmuştur. Tekrar baroya kabul başvurusu ise bu mahkûmiyet sebebiyle redde- dilmiştir. Lekavičienė davasında AİHM, bireylerin mahkûmiyet süre- lerinin sona ermesinin yüksek ahlaki bir karakter kazandığı anlamına gelmediğine; ayrıca başvurucuların gelecekte (4 yıl sonra) baroya tek- rar başvurabileceklerine dikkat çekmiştir. AİHM’e göre, başvuranların özel hayatına saygı gösterilmesi hakkına yapılan müdahaleler, adale- tin iyi ve doğru şekilde çalışmasını sağlayarak, diğerlerinin haklarını korumak için demokratik toplumda zorunlu bir ihtiyaçtır. 103 b) Hukuk öğretiminde devlet sınavı 104 : Hukuk öğrenimi Almanya’da eyaletler tarafından çıkarılan yasalarla düzenlenmiştir. Ancak Federal Parlamento’nun (Bundestag) çıkardığı ve 01.07.2003’ten itibaren yürürlükte olan Hukukçu Eğitimi Reformu Yasası, hukuk öğ- renimine ve staj eğitimine ilişkin genel kuralları belirlemektedir. 105 Aşağı Saksonya ve Hamburg’da da hukuk öğrenimini tamamla- yabilmek için iki aşamalı bir devlet sınavı düzenlenmiştir. Sınavlar yazılı ve sözlü biçimde eyaletlerde bu amaçla adalet bakanlığı bünye- sinde oluşturulan ve bağımsız karar alabilen bir resmi daire tarafın- dan yapılmaktadır. Anayasa şikayetine başvuranlar, girdikleri devlet sınavında sınav değerlendirmesi yapan komisyonun konuyu yanlış anladıklarını, doktrini dikkate almadıklarını, verilen yanıtların doğru ve yeterli hukuki gerekçeye dayanmış olmasına rağmen yüzeysel, ye- tersiz ve çelişkili bir biçimde eleştirildiğini ileri sürmüşlerdir. Kararın 103 Jankauskas v. Litvanya, B. No: 50446/09, 29.5.2019; Lekavičienė v. Litvanya, B. No: 48427/09 27.6.2017. 104 BVerfGE 84, 34. 105 Sert-Çelik Ç. , “Almanya’da Hukuk Eğitimi ve Stajyerlik”, TBB Dergisi , Sy. 54, 2004, s. 340.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1