Türkiye Barolar Birliği Dergisi 146.Sayı

168 Türk Hukukunda Üçüncü Kişi Yararına Sözleşme ve Hukukî Niteliği Konusunda ... deniyle vaadettirene yönelteceği tazminat talebinin hukukî sebebinin ifa yardımcılarından sorumluluğun kapsamına girmesi bakımından önem taşır. 65 Kanun koyucunun aksini öngörmemiş olması nedeniyle, sıradan bir sözleşmenin tarafı sıfatını haiz olabilecek herkesin vaadeden ve va- adettiren sıfatını haiz olabileceğinin kabulü gerekir. Vaadeden, vaa- dettirene (tam üçüncü kişi yararına sözleşmede aynı zamanda üçüncü kişiye de) karşı borç altına girdiği için fiil ehliyetini haiz olmalıdır. 66 Vaadettiren de, kendisine ifa edilebilecek bir edimin lehdara ifa edil- mesini talep ettiğinden, yani aslında bir malvarlığı değerinden feragat ederek olası bir malvarlığı artışını engellediğinden, vaadedene karşı borç altına giriyor olmasa bile fiil ehliyetini haiz olmalıdır. 67 Lehda- rın durumu ise daha niteliklidir, zira o sözleşmenin tarafı değildir. Bu nedenle lehdarın sözleşmenin kurulması aşamasında hak veya fiil eh- liyetini haiz olması, hatta belirli olması aranmaz. 68 İlk olarak, lehdar sözleşmenin kuruluşu aşamasında henüz kişilik kazanmamış olabilir. Örneğin doğmamış, hatta ana rahmine düşmemiş bir gerçek kişi veya ileride kurulacak bir tüzel kişi olabilir. 69 Bunun yanında sözleşme leh- dara borç yüklemeksizin onun lehine bir edim yükümlülüğü içermek- te, lehdar bu yarara sözleşmenin tarafı olmaksızın kavuşmaktadır. Bu nedenle onun bu kayıttan yararlanması ve tam üçüncü kişi yararına sözleşme halinde alacak hakkı kazanması için fiil ehliyetini haiz ol- ması gerekmez. 70 Kendi lehine kararlaştırılmış yararlandırma kaydın- dan istifade etmek veya kendisi yararına kararlaştırılan alacak hakkını kazanmak bakımından fiil ehliyetini haiz olması aranmasa da lehdar, yapacağı bazı işlemler için fiil ehliyetinin haiz olmalıdır. İlk olarak vaadedenin lehdara yapacağı ifa, lehdarın tarafı olacağı ve borç altı- na gireceği bir sözleşmenin kurulmasını gerektiriyor olabilir. Bunun yanında tam üçüncü kişi yararın sözleşmenin varlığı halinde lehdar kendi alacak hakkı üzerinde, alacak hakkını reddetmek, kabul etmek 65 Parapatits, s. 96. 66 Staudinger/Klumpp, BGB 328, N. 5. 67 Krauskopf, s. 64. 68 Ehliyet bakımından bkz. Akyol, s. 178; Stephenson, s. 34; Serozan, s. 118; Eren, s. 1170; Belirlilik bakımından bkz. Tandoğan, s. 70; Eren, s. 1170; Tekinay/Akman/ Burcuoğlu/Altop, s. 219; Zürcher Kommentar/Oser, OR 112, N. 7. 69 Akyol, s. 99; Gernhuber, s. 483. 70 Ruppert, s. 21; Huguenin, s. 329; İstanbul Şerhi/Öz, TBK 129, N. 13.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1