Türkiye Barolar Birliği Dergisi 146.Sayı
235 TBB Dergisi 2020 (146) Murat Can PEHLİVANOĞLU düşünülmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda, genel kurul kararlarının iptali davalarında iptal kararının hukuki etkisinin, şirketin muhtemel zararların takdirinde göz önüne alınması gereklidir. Dolayısıyla, bir kararın şirket ile üçüncü kişiler arasındaki ilişkide ancak bu ilişkinin unsuru veya geçerlilik şartı olduğu hallerde iptalinin geçmişe etkili olacağı göz önüne alınarak, iptal davasına konu kararların mahkeme- ce iptali durumunda üçüncü kişiler ile ilişkilerin geçmişe yürür şekilde etkilenmeyecek olduğu hallerde üçüncü kişiler ile ilişkilerden doğacak zararların şirketin muhtemel zararları dahlinde kabul edilmesi söz ko- nusu olamayacaktır. Örneğin, TTK m. 408(2)(f) uyarınca önemli mik- tarda şirket varlığının toptan satışı konusunda bir genel kurul kararına karşı iptal davası açıldığı bir olayda, olası bir iptal halinde yönetim kuruluna verilen bu özel yetkinin sakatlanacağı 67 endişesiyle alıcının alım yapmaktan cayması riski ile şirketin aynı satış bedelini karşılaya- cak alternatif bir alıcı bulamaması riski, bir muhtemel zarar olarak ileri sürülebilecektir. Başka bir örnekle, görev süresi henüz dolmamış olan yönetim kurulu üyelerini azledip yerine yenisini seçen bir genel kurul kararı daha sonra kesin hükümle iptal edilir ise, iptal edilen kararlar atanan yönetim kurulunun görevde kaldığı süre içerisinde iyi niyetli üçüncü kişilerle temsil yetkisi içinde girdiği ilişkiler açısından iptal kararı geç- mişe etkili olmayacaktır. 68 Buna karşın, aynı konunun şirket içi ilişkiye yansıması değerlendirildiğinde, iptal kararı neticesinde iptal tarihinde görev süresi dolmamış bulanan eski yönetim kurulu üyeleri görevleri- ne dönerek devam edebileceklerinden, 69 iptal kararı sonucunda görevi sona erecek sonradan seçilmiş yönetim kurulu üyelerinin sözleşmeleri uyarınca hak kazanabilecekleri tazminatlar şirketin katlanacağı bir za- rar olduğundan, şirket dava tarihinde buna karşı bir sigorta yaptırmış olursa ve dava sonucunda karar iptal edilmez ise, şirket bu sigortayı sırf dava açıldığı için yaptırmış olduğundan şirketin sigortaya ödediği primler şirketin bir zararı olarak değerlendirilebilecek, bu ödemeler daha en başta bir muhtemel zarar olarak teminat hükmü dairesinde dikkate alınabilecektir. 67 Yargıtay 11. HD E 2005/1362 K 2006/1253 T 13.02.2006 (www.hukukturk.com) . 68 Moroğlu, s. 342. 69 Moroğlu, s. 342.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1