Türkiye Barolar Birliği Dergisi 146.Sayı

265 TBB Dergisi 2020 (146) Nadire ÖZDEMİR nın yapısal bir farklılık olduğuna dikkat çeker. 103 Cinsiyete dayalı iş bölümü gibi toplumsal cinsiyetlendirilmiş yapılar içerisinde bireyler kendilerini pasif bir şekilde gruplandırılmış ve konumlanmış bulur- lar. 104 Sadece toplumsal cinsiyet konumu değil, bireyin diğer özellik- leri de içinde bulunduğu durumu şekillendirmektedir. Bu anlamda yapısal adaletsizlik, birey üzerindeki baskının cinsiyet, ırk, sınıf veya engellilik durumu gibi karmaşık bağlantılarını analiz etmek için de uygun bir çerçeve sunar. 105 Zira somut olayı çok boyutlu bir şekilde ele almak, bireyin farklı kimliklerinden ötürü karşı karşıya kaldığı türlü haksız durumları daha net seçmemize yardımcı olur. Örneğin hikâyedeki Sandy sadece kadın olduğu için değil, yoksul bir kadın olduğu için ayrımcılığa uğramaktadır. Veya Suriyeli bir kadın sade- ce cinsiyetinden ötürü değil, etnik kimliğinden ötürü de söz konusu adaletsiz durum içerisindedir. Bu doğrultuda, ilişkisel paradigmala- rın her biri, Young’ın bağlamı ön planda tuttuğu yapısal adaletsizlik ve bu adaletsizlikten sorumluluğa ilişkin yaklaşımı için uygun bir tar- tışma zeminidir. Öte yandan tüm bu ilişkiler ve koşullarla yapılanmış olan haksızlıkları tartışmak adaletsizliğe getirilecek olan çözüm öne- rilerinin de geniş çaplı, uzun soluklu, pek çok kurum ve kişiyi ilgilen- diren şekilde olmasını gerekli kılar. 103 Young, 2000, s. 93. Young, toplumsal cinsiyetin de ırk gibi çok boyutlu, katmanlı, karmaşık ve örtüşen yapılar ve nesnelerden oluştuğunu belirtir ve özcü bir “ka- dın” tanımından kaçınarak kadın ve toplumsal cinsiyeti sosyal yapı olarak görme- nin bir yolu var mıdır sorusunu sorar. Bu soruya cevaben Sartre’dan ödünç aldığı “dizisellik” kavramını kullanır. Dizisellikte bireysel deneyimler anonimdir ve öte- kinin kendine veya diğerlerine dair konumu birbirinin yerine geçebilir. Young, bir kadının, gazetede tecavüze uğramış başka bir kadın hakkındaki haberi okurken kendisinin de erkek tecavüzüne uğrayabileceğini ve bu anlamda “kadın” oldu- ğuna dair farkındalığa sahip olduğu örneğini verir. Buradaki farkındalık kişiyi gayri şahsi hale getirerek kendi ve öteki arasında birbiri yerine geçmeyi mümkün kılar. Kısacası dizisellik kavramı, ırk, sınıf, cinsiyet ve diğer kolektif yapıların bi- reyle olan ilişkisini düşünmek için elverişlidir. Young’a göre bir birey birden fazla diziye dahildir ve bunlardan hangilerini ön plana çıkaracağını veya hangilerinin önemli olduğunu belirlemek ona kalmıştır. (Iris Marion Young, Intersecting Voi- ces: Dilemmas of Gender, Political Philosophy, and Policy, New Jersey: Princeton University Press, 1997, ss. 17-32.) 104 Iris Young, On Female Body Experience: “Throwing Like a Girl” and Other Es- says. New York: Oxford University Press, 2005, s. 22 105 Söz konusu bu çerçevede kesişimsellik teorileri önem arz etmektedir. Bkz. Amy Allen, “Feminist Perspectives on Power”, Stanford Encyclopedia of Philosophy, Https://Plato.Stanford.Edu/Entries/Feminist-Power/ #Intapp, Erişim tarihi: 29.1.2019.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1