Türkiye Barolar Birliği Dergisi 146.Sayı
276 Strasbourg Kararlarındaki Karabataklar:(Toplumsal) Cinsiyet Stereotipleri ve toplumda kendilerine biçilen roller şeklinde tanımlayabiliriz. Bu özellikler dış görünüşe, davranışa ya da duygusal alana ilişkin ola- rak karşımıza çıkabilmekte ve bu stereotiplere grubun tüm üyelerinin gerçekten uygun olup olmaması önem taşımamaktadır. Söz konusu stereotiplerin oluşumu literatürde bir yapboza benzetilmektedir. Bu bağlamda yapbozu oluşturan parçaların ilki bireyin kromozomlarında doğuştan taşıdığı biyolojik mesaj üzerine bir cinsel kimlik geliştirmesi, ardından sahip olduğu cinsiyet bağlamında diğer insanlarla ilişkiler kurması ve kendi ilgi alanlarını buna yönelik seçmesi, son olarak da zamanla cinsiyetlere ilişkin mevcut stereotipleri yaşam içerisinde ken- disinin kullanmaya başlaması şeklinde ortaya koyulmaktadır. 24 Ancak cinsiyet stereotiplerinin nasıl oluştuğuna ilişkin süreçten çok kanaatimce neden oluştuğu, daha doğru bir deyişle neden oluş- turulduğu sorusu önem taşımaktadır. Bir şeyin neden oluştuğunu/ oluşturulduğunu bilmeden, onu ortadan kaldırmaya yönelik gösteri- len çabalar büyük ihtimalle sonuçsuz kalacaktır. Bu nedenle öncelikle toplumlardaki bu stereotipleştirme hastalığının kaynağına inmek, daha sonra ona yönelik bir tedavi önermek akla uygun gelmektedir. Yukarı- da bahsedildiği üzere, toplumlarda gerek tarihte gerçekleşmiş gerekse günümüzde süregelen ayrımcı uygulamaların çoğunun altında top- lumsal önyargılar bulunmakta; bu önyargıların en önemli nedenlerini ise stereotipler oluşturmaktadır. Peki, bu stereotipler nasıl ortaya çık- mış ve bulaşıcı bir hastalık gibi tüm topluma yayılmıştır? Bu sorunun cevabına ulaşmak ve cinsiyet stereotiplerinin kayna- ğını anlayabilmek için izlenmesi gereken yol; kadın - erkek arasındaki ilişkileri, karşılıklı olarak birbirlerine bağımlılıkları, ihtiyaçlarının ni- teliği ve derecesini anlamaktan geçmektedir. Örneğin, kadınların duy- gusal, şefkatli ya da narin olduklarına ilişkin stereotiplerin temelini sorgulamaya başlamadan önce kadın ve erkeğin karşılıklı bağımlılık ilişkileri, toplumsal işbölümü ve işbölümünden doğan roller üzerine düşünmek gerekmektedir. Toplumsal hayat içerisinde bir tarafın ev işleri veya çocukla ilgilenme, diğer tarafın çalışma zorunluluğuna yö- nelik oluşan roller neticesinde, elbette bir taraf ‘anaç’ diğer taraf ‘ba- 24 Carol Lynn Martin, “A Developmental Perspective on Gender Effects and Gender Concepts”, Sexism and Stereotypes in Modern Society, ed: William B. Swann/ Judith H. Langlois/Lucla Albino Gilbert, American Psychological Association, Washington 1998, s.45.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1