Türkiye Barolar Birliği Dergisi 146.Sayı

277 TBB Dergisi 2020 (146) Nazlı Hilal DEMİR baç’ olmak zorunda kalacaktır. Aynı şekilde bir yöneten karşısında, bir de yönetilen olması gerekliliğinden doğan toplumsal statü ve roller neticesinde; bir taraf rasyonel kararlar verebilen, güçlü ve yönetmeye uygun bir karakterle, diğer taraf duygusal ve hatta bu nedenle rasyo- nel kararlar vermekten yoksun olup yönetme gücünden uzak bir cins olarak anılacaktır. 25 Bu doğrultuda, işbölümü ve toplumsal rollerden kaynaklanan ya da bunlara uygun olarak toplumda gelişen/geliştirilen stereotip- lerden bahsetmek mümkün olmaktadır. Zira bu cinsiyet stereotipleri yardımıyla hem eşitsiz durumun meşru hale getirilmesi sağlanmakta hem de sistemin sürekliliği korunmaktadır. Bu nedenle baştan beri var olan cinsiyet stereotiplerinden hareketle toplumsal rollerin oluşmadı- ğı, aksine ilk etapta işbölümü ve toplumsal rollerin sonucu olarak bu stereotiplerin oluşturulduğunun altı çizilmelidir! Konuya bu açıdan yaklaşıldığında öncelikli olarak toplumsal rollerden doğan mevcut cinsiyet stereotiplerinin, bu rollere ilişkin dağılım açısından cinsiyet eşitliğine ulaşılamadığı sürece yok olmalarının mümkün olmayacağını söylemek gerekmektedir. 26 Ancak ileri sürülen bu tezin hemen ardından; geçmişte, öncelik- li olarak toplumsal roller neticesinde ortaya çıkan, bunlara meşruiyet kazandırmak veya sürekliliği sağlamak amacıyla devam ettirilen cin- siyet stereotiplerinin, günümüzde toplumsal roller ve işbölümü dağı- lımında cinsiyet eşitliğine ulaşılamamasında en önemli neden haline geldiğine de dikkat çekmek gerekmektedir. Diğer deyişle, toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda ortaya çıkan işbölümü ve toplumsal rollerin sonucu olarak karşımıza çıkan cinsiyet stereotipleri, zamanla o denli güçlü bir hale gelmiştir ki toplumsal roller ve işbölümündeki mevcut eşitsizliğin nedeni ve bu eşitliğe ulaşmada en büyük engel olarak görül- 25 Bu doğrultuda özellikle İlkçağ düşünürlerinden Aristoteles ve Ortaçağ düşünür- lerinden Aquinas’ın kadın hakkındaki görüşleri örnek olarak gösterilebilir. Bu ko- nuda bkz. Demir, s.38-59. 26 Bu konuya ilişkin olarak psikoloji Profesörü Eagly ve Steffen’in yapmış oldukla- rı araştırmalar sonucu ortaya koydukları cinsiyet stereotiplerinin öncelikli olarak toplumsal rollerden türediği ve toplumsal rollerdeki dağılımın eşitlenmediği sü- rece, cinsiyet stereotiplerinin ortadan kalkmayacağına yönelik tezler, bu görüşü destekleyecek niteliktedir. Bkz. Alice Eagly/Valerie Steffen, “Gender Stereotypes Stem From the Distribution of Women and Men Into Social Roles”, Journal of Per- sonality and Social Psychology, C.46, S.4, 1984, s.751-752.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1